İstiklal Marşı'na Dil Uzatmak

Bedrettin Keleştimur
417

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

İstiklal Marşı'na Dil Uzatmak

Son yıllarda gayet normal hale getirildi?
Vatana dil uzatmak!
Bayrağa dil uzatmak!
Ezana dil uzatmak!
İstiklâl Marşına dil uzatmak!
O dillerin üzerine, ‘tuz atacak’ değiliz!
O sözlerin karşısında, ‘tuz-buz olacak’ da değiliz!
Ve adabı da aşan sözlerle muhatap oluyorsunuz,
‘demokrasi yaftası! ’
Küfür boyasının mazeret silahı!
Türkiye’mizde, İstiklâl Marşı okunduğunda,
‘ayağa kalkmamak’ da moda oldu!
Tıpkı, bazı kişiliksizlerde ki,
‘ar damarının yırtılması’ gibi!
Bakınız beyler, bazı şeylerin tahammül sınırı vardır.
“Ordu-Milletiz,
Kimse bu kilidi sökemez bizden”
Veya
“Harçtan duvarız,
Kimse iman harcını sökemez bizden” deriz.
Bazı şeyler vardır ki, saf dil mi diyeyim?
Aklı kendisine yâr olmayan mı diyeyim?
Aman ha!
Bazı şeyler vardır ki, hiç mi hiç şaka yanı yoktur.
Kendi disiplinlerinin dışında, anlatım yolu da yoktur!
Şöyle veya böyle mazerete de gelmez!
“Vatan sevgisi imandandır” diyor inancımız!
Allah’ın Resulü(as) buyuruyor; Birbirinize haset etmeyin. Birbirinizi aldatmayın. Birbirinize dargın durmayın. Birbirinizden yüz çevirmeyin. Birbirinizin bitmek üzere olan pazarlığını bozmayın. Ey Allah’ın kulları kardeş olun. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz, ona hor bakmaz”
İşte, ölçü! Şimdikilerin lisanıyla, asıl olan kriter!
Dinim, aklım ve örfüm ne diyorsa bizler o yoldayız!
Yazımızın başında,
İSTİKLAL MARŞI dedik!
“Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli!
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli”
Mısralarını terennüm ettikçe; İstiklâl Marşı’nın bir iman boyası, bir hürriyet kasidesi, bu milletin manevi rıhtımı olduğunu anlarım! .
Akıl ve İslâm,
Hürriyet ve İslâm birbirlerinin kan damarıdır!
İslâm’da, ibadetlerin şartlarına bakınız; ne kadar hayatla iç içe olduğunu, insanı ne kadar yüceliklere taşıdığını gayet iyi görürsünüz!
Evet,
Kendi nefsime eziyet edebilirler!
Ama
Bu milletin değerlerine dil uzatıldığında, ‘bir yanardağ gibi’ olurum!
İman öyle bir cevherdir ki; aşkı, ihlâsı, itikadı, teslimiyeti bilcümle içerisine alır. İnancımızın emri nedir; “Allah ve Resulünü kendi nefsinizden daha fazla sevmedikçe tam iman etmiş olamazsınız”
Sevgi, muhabbet ve itaat çizgisinde duruşumuz elbette bellidir, çizgilerimiz elbette bellidir, tavırlarımız da elbette bellidir.
Bu duruş, bu çizgi, bu tavır; manevi hasletlerin örgüsünden başka bir şey değildir!
Din ve millet dediniz mi, Devlet ve mülk dediniz mi, ilim ve ahlak dediniz mi, şahadet ve bayrak dediniz mi, Hürriyet ve İstiklâl Marşı dediniz mi sadece bir ruh vardır, o da bu milletin sahip olduğu değerlerin bilumum güzellikleridir.
O değerler, benim mukadder varlığımla var olmaya gelmiştir. Hiçbirine dil uzatılmasına asla ve kata tahammülümüz olamaz. Burada bizlerden tahammül istemek nedir; “ZULME RIZA GÖSTERİNİZ” demekle aynıdır!
Herkes bu coğrafyada, ‘haddini’ bilecek! Herkes, olduğu yeri ve hukukunu bilecek! Kimseler, bu ülkede “tuz koksun” diyemez! Kimseler, bu ülkede “doktor hasta olsun” diyemez!
Dil, bu milletin asıl boyasıdır. Söz, gönlün hikmet tarlasıdır. Dil, nasibini ve rızkını bu milletin öz değerlerinden alır. Dil, kabında kalbin zuhuru vardır. İşte, bizler için asıl olan da, ‘milletin dili’ olabilmek. Millete tercüman olabilmek. Bu ülkede, bu coğrafyada bir eksikliği hissediyorum; ‘iletişim’ eksikliği!
Burada, bu millete en iyi şekilde tercüman olabilecek, ‘diyanetimize’ çağrıda bulunmak istiyorum. Lütfen, Türkiye’nin bütün İl ve İlçelerinde, minberlerde ve kürsülerde; “İstiklâl Marşı”nı anlatınız! Bu milletin muhabbet dairesini dile getiriniz. Ay ve yıldızı semadan yeryüzüne indiren şüheda dilinden ve ‘âlem’den söz ediniz! Sevgi ile imanı buluşturan manevi cihazlardan söz ediniz! Her zamandan daha çok ihtiyacımız var; bu milletin önce kalplerine yönelecek ruh ve gönül zenginliklerine!

Bedrettin Keleştimur
Kayıt Tarihi : 30.8.2008 22:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bedrettin Keleştimur