Sus, lütfen sus, sessiz olmalıyız;
Sisler içinde sis atlarına….
Seyislik eden sis adamı,
Dağılınca sis vedalaştı,
Çekildi dağına yapayalnız.
Sen ve ben şimdi başbaşayız…
Berrak, güneşli bir ikindi,
Birikinti ardımızda mazi.
İstikbal diken gündelikçi terzi,
Bugün bizim evde mesaide,
Dalgın mesaya kadar hem de.
Sek sek oynuyor bahçede sükut…
Eski arkadaşı ıssızlıkla.
Oynasın nasılsa uyanmıştı…
Çaylak çığlık attırınca serçelere
Uyuman mümkün mü sevgili çocuk?
Seni yanımda tutmak muhal;
Çaylak uzaklaşır uzaklaşmaz,
Sen de bahçeye çık derhal.
Yanında ben olmasam da olur…
Sen gül bahçelerinde ebedi kal.
Tepelerde bir bulutum ben, mağmum,
Hep sisli dağlara mahkumum,
Rüzgarın beni dağıtması yakın, çocuğum.
1989
Hüsrev HatemiKayıt Tarihi : 9.4.2007 21:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
...yandan baktığınızda kaz, önden baktığınızda ördek, arkadan baktığınızda tavuk
...çevir kazı yanmasın aklınıza hiç bir şeycikler gelmesin. at derin uçsuz-bucaksız kuyuya kimsecikler görüp, duyup, bilmesin.
...bu şiiri böylede olsa, her nekadar biz anlayamasakta şairimizin çok güzel şiirleri sayfasında bizleri bekliyor.
...şahsen ben en az 5 şiir okudum. hatta birisi 50'li yaşlarda yazdığı 'ölüm korkusu' anlatımı şiiride cazip.
...saygılar.
TERZİ İŞ BAŞINDA YORGUN...
Bu şiir bana Tevfik Fikret'in 'SİS şiiri hatırlattı.
'Sis
Sarmış ufuklarını senin gene inatçı bir duman,
beyaz bir karanlık ki, gittikçe artan
ağırlığının altında herşey silinmiş gibi,
bütün tablolar tozlu bir yoğunlukla örtülü;
tozlu ve heybetli bir yoğunluk ki, bakanlar
onun derinliğine iyice sokulamaz, korkar!
Ama bu derin karanlık örtü sana çok lâyık;
lâyık bu örtünüş sana, ey zulümlér sâhası!
....'
Yazıldığı zamana bakılırsa konu ve muhteva yerine oturur.
Bir 'Sıkıyönetim' zamanı mı, bir 'Olağan Üstü Hal' durumu mu kastı?..
Ben, kendi halime neden olmasın derim.
Araştıracak vaktim olmadığından kesin bir hüküm yürütmek istemem.
Sis şiiriyle benzerliğine dikkatinizi çekmek isterim. Orada da zamanın yönetimine bir serzeniş, bir sitem vardır.
Bu şiirde de sisli bir hava. Güneşin açması ve büyüyen çocuğun (demokrasinin ve cumhuriyetin)rahat nefes alabilcek hale gelmesi işlenmiş.
Çaylakların (yırtıcı kuşların, avcıların, yönetimden bihaber eli silahlıların) ürküttüğü, aydınlık gününü çaldığı çocuğun (Türkiye'nin geleceği, çaylaklar gidince, sisler kalkınca AYDINLIK ve GÜZEL GÜNLERE kavuşacağının işareti veriliyor.
İstikbalin iyi olacağını müjdeliyor şair.
Terzi iş başında.
Her ne kadar gün akşama dönse de, zaman daralsa da, kasvet hüküm sürse de o güneş yeniden doğacak.
'HER GECENİN ARDINDAN GÜN DAHA PARLAK DOĞAR...'
Şimdilik zamanım bu kadarına yetti.
Şairine ve Seçici Kurul'a içtenlikle teşekkürler.
Sevgi ve saygı rüzgarları esenliğiniz olsun efendim.
Hikmet Çiftçi
08 Nisan 2013
'GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ'
Baş gövdeyle girmiş derde...
TÜM YORUMLAR (29)