İstikbal Diken Terzi Şiiri - Hüsrev Hatemi

Hüsrev Hatemi
124

ŞİİR


46

TAKİPÇİ

İstikbal Diken Terzi

Sus, lütfen sus, sessiz olmalıyız;
Sisler içinde sis atlarına….
Seyislik eden sis adamı,
Dağılınca sis vedalaştı,
Çekildi dağına yapayalnız.

Sen ve ben şimdi başbaşayız…
Berrak, güneşli bir ikindi,
Birikinti ardımızda mazi.
İstikbal diken gündelikçi terzi,
Bugün bizim evde mesaide,
Dalgın mesaya kadar hem de.

Sek sek oynuyor bahçede sükut…
Eski arkadaşı ıssızlıkla.
Oynasın nasılsa uyanmıştı…
Çaylak çığlık attırınca serçelere
Uyuman mümkün mü sevgili çocuk?
Seni yanımda tutmak muhal;
Çaylak uzaklaşır uzaklaşmaz,
Sen de bahçeye çık derhal.
Yanında ben olmasam da olur…
Sen gül bahçelerinde ebedi kal.
Tepelerde bir bulutum ben, mağmum,
Hep sisli dağlara mahkumum,
Rüzgarın beni dağıtması yakın, çocuğum.

1989

Hüsrev Hatemi
Kayıt Tarihi : 9.4.2007 21:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    Bu adam tıp profesörü mü şair mi anlamak güç. Harika mısralar..

    Cevap Yaz
  • Osman Nurani
    Osman Nurani

    ...şiirin kapalı ve bol imge sarmalında olmasını arzu edenlere iyi bir menü gelmiş.

    ...yandan baktığınızda kaz, önden baktığınızda ördek, arkadan baktığınızda tavuk

    ...çevir kazı yanmasın aklınıza hiç bir şeycikler gelmesin. at derin uçsuz-bucaksız kuyuya kimsecikler görüp, duyup, bilmesin.

    ...bu şiiri böylede olsa, her nekadar biz anlayamasakta şairimizin çok güzel şiirleri sayfasında bizleri bekliyor.

    ...şahsen ben en az 5 şiir okudum. hatta birisi 50'li yaşlarda yazdığı 'ölüm korkusu' anlatımı şiiride cazip.

    ...saygılar.

    Cevap Yaz
  • Perihan Pehlivan
    Perihan Pehlivan

    kaleme sağlık başlık gerçekten güzel mesaj

    Cevap Yaz
  • Hikmet Çiftçi
    Hikmet Çiftçi

    GÜN KASVETLİ
    TERZİ İŞ BAŞINDA YORGUN...

    Bu şiir bana Tevfik Fikret'in 'SİS şiiri hatırlattı.

    'Sis

    Sarmış ufuklarını senin gene inatçı bir duman,
    beyaz bir karanlık ki, gittikçe artan
    ağırlığının altında herşey silinmiş gibi,
    bütün tablolar tozlu bir yoğunlukla örtülü;
    tozlu ve heybetli bir yoğunluk ki, bakanlar
    onun derinliğine iyice sokulamaz, korkar!
    Ama bu derin karanlık örtü sana çok lâyık;
    lâyık bu örtünüş sana, ey zulümlér sâhası!
    ....'

    Yazıldığı zamana bakılırsa konu ve muhteva yerine oturur.
    Bir 'Sıkıyönetim' zamanı mı, bir 'Olağan Üstü Hal' durumu mu kastı?..

    Ben, kendi halime neden olmasın derim.
    Araştıracak vaktim olmadığından kesin bir hüküm yürütmek istemem.

    Sis şiiriyle benzerliğine dikkatinizi çekmek isterim. Orada da zamanın yönetimine bir serzeniş, bir sitem vardır.

    Bu şiirde de sisli bir hava. Güneşin açması ve büyüyen çocuğun (demokrasinin ve cumhuriyetin)rahat nefes alabilcek hale gelmesi işlenmiş.

    Çaylakların (yırtıcı kuşların, avcıların, yönetimden bihaber eli silahlıların) ürküttüğü, aydınlık gününü çaldığı çocuğun (Türkiye'nin geleceği, çaylaklar gidince, sisler kalkınca AYDINLIK ve GÜZEL GÜNLERE kavuşacağının işareti veriliyor.
    İstikbalin iyi olacağını müjdeliyor şair.

    Terzi iş başında.
    Her ne kadar gün akşama dönse de, zaman daralsa da, kasvet hüküm sürse de o güneş yeniden doğacak.

    'HER GECENİN ARDINDAN GÜN DAHA PARLAK DOĞAR...'

    Şimdilik zamanım bu kadarına yetti.

    Şairine ve Seçici Kurul'a içtenlikle teşekkürler.

    Sevgi ve saygı rüzgarları esenliğiniz olsun efendim.

    Hikmet Çiftçi
    08 Nisan 2013

    'GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ'

    Cevap Yaz
  • Metin Solak
    Metin Solak

    Başlık nerde gövde nerde,
    Baş gövdeyle girmiş derde...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (29)

Hüsrev Hatemi