İşte Yağmur! ! ! Şiiri - Şair Kosovalı

Şair Kosovalı
6

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İşte Yağmur! ! !

Pencereden dışarı bakarken, yağmur yağsa da seyretsem diyordum.
Yağsaydı ne olurdu? Yâda beni nerelere sürüklerdi? Diye düşünürken sesimi duymuşçasına çiselemeye başlamıştı… Düşüncelerimle yan yana, sokaktaki ahmak ıslatan damlalara karışıp şöyle bir hayalen dolaştım.
Sonra, odaya sessizliği çağırıp, suskun ama bir okadar dolu yüreğimle bin bir özleme koştum.

Dün akşam saatlerinde yine bu şehirdeydi. Sokağa çıkıp ıslanmak içimden geçmişti. Ama sonra camdan seyretmek istedim. Tane tane camımı tıklatan damlalarda özümdeki bene kulak verdim. ”Yağmurun bendeki yeri nedir? diye
Dışarıda yağmurun kendine has sadeliği vardı. Bir melodi gibi kulaklarımdan süzülüp, duygularımı çağırıyor, içimdeki bin bir özlemleri depreştiriyor, adeta o an beni kamçılıyordu…

Kimseyi dinlemeden yağan yağmur, sana sesleniyorum! ! !

Şu gecekonduların akan damları için tam bir belasın. Seninle başlayan koşuşturmacanın çabasıyla beraber, akşam salona koydukları kapların içine, tavanları senin yüzünden şıp şıp yine damlayacak. Bıraktığın damlalar duvara doğru bir sarılık verecek, rutubetle izlerini sarartacaksın. Ardından ıslattığın düşlerle birlikte onlara azapsın……..
Belki bir çiftçi dua ederek “Allah yüzümüze baktı.” Diye Rahmet diliyecek sana. Tarlalarını, bağlarını, bahçelerini sulayacaksın Ekinler, sebzeler, meyveler büyüyecek ve onlara bereket olacaksın
Ya da hastanede tedaviden pes etmiş bir hasta, seni seyrederken düşüncelere yoğunlaştıkça, yüreğine umut damlalarıyla akacaksın.
Dışarıda yakaladığın insanlar, senden yılıp sokaktaki satıcılara telaşla koşarak aldıkları şemsiyelerle, satıcıya rızık olup, evdekilerin karnını doyuracaksın.
Yaşlılar yurdunda ömürlerinin son noktasını bekleyen bir çifte, seni seyrederken, yüzlerindeki mevcut derin izlerden yaptıkları zaman makinesinde onlara geçmişi yeniden yaşatacaksın.

Bir mahkûm, koğuşunda garip bakışlarla salınacak dışarı küçücük penceresinden.Sen eskilerden bir günü hatırlatacaksın.. Ana, baba, kardeş, eş, evlat ya da sıkı bir dost… Üzerine bir damla düşmeden sırılsıklam ıslatacaksın adamı hemen oracıkta. Belki bir damlan yüreğini kamçılayıp, gözlerine kadar düğüm düğüm getirecek. Sonra, içini çekip yitirdiği özgürlüğüne derinden bir offf çekip yutkunacak. İçine atacak her şeyi ve sen kifayesiz hasreti yaşatacaksın.

Bir çocuk top oynarken yakalanacak istemeden sana. Belki de sek sek, körebe veya kovalamaca olacak oyunun adı. Ama sen dört gülleli bir top gibi bozacaksın oyununu. Saçak altlarına koşarken sinirlenip hırslanacak, annesinden zorla aldığı izin içini acıtacak. Lakin çaresiz yine de seni seyredecek. Dinmeyeceksin, aksine daha da hızlanacak-sın. Yarım kalmış hevesleriyle birbirlerine bakacaklar. Sanki bugün bu kadar yeter dercesine onlara mızıkçılık yapacaksın.

Bir fidanın gül açacağı zamanda ise, ıssız dağ başında, sulayanı ve bakanı olmadığı için, hep yoncalaşmanın gayretiyle bir damlanın aşkındadır. Dirhemde olsa sana kana kana susamıştır. O fidanı doyuracaksın ve sen vuslatı yaşatacaksın.
Elbet, daha aklıma gelmeyen birçok düşünce ve duyguların yelpaze-sinde daha nice gerçekleri sunacaksın.
Bende şimdi evden çıkıp penceremdeki damlalarımda onca gerçeği bırakacağım. Yağmur kendini savunurcasına beni çağırıyor. Damlala-rına benim özlem damlalarımda karışacak ve engin düşlerim oluşacak.
Duygularım, gerçek ve hayallerimde sırıtmadan gamzeli tatlı bir tebessümle, o an beni de ıslatacak. Hasret kaldığım izmirdeki sevdiklerime yağmur damlaları içimde hep ukde kalacak.

Şair Kosovalı
Kayıt Tarihi : 8.10.2008 08:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Şair Kosovalı