İşte gidiyorum… Bırakmadan arkamda iz, Ya da ekmek kırıntıları. Gelmesin peşimden yolunu şaşırmış bir ceylan yavrusu. Bulamasın beni kırık mektuplar.
İşte gidiyorum… “Gelmesin” diye yoluma su dökmeyenlere inat. Diziyorum ardımdan taştan kemerler. Geçemiyorlar eşkıya dostlar.
İşte gidiyorum… Yol üstü bir çeşmeye. İçerim altın bir tastan şarap. Ararım çalınmış kalbimi ikinci el tezgâhlar da. Kırılmış, dağılmış parçaları dört yana. Değersizmiş bir gurbetçinin kalbi.
İşte gidiyorum… Irak bir meyhaneye. Son kadehi de kafamda kırıyorum. Susamış sevgiye dilim. Kana kana içer gözlerimi.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta