İşte gidiyorum… Bırakmadan arkamda iz, Ya da ekmek kırıntıları. Gelmesin peşimden yolunu şaşırmış bir ceylan yavrusu. Bulamasın beni kırık mektuplar.
İşte gidiyorum… “Gelmesin” diye yoluma su dökmeyenlere inat. Diziyorum ardımdan taştan kemerler. Geçemiyorlar eşkıya dostlar.
İşte gidiyorum… Yol üstü bir çeşmeye. İçerim altın bir tastan şarap. Ararım çalınmış kalbimi ikinci el tezgâhlar da. Kırılmış, dağılmış parçaları dört yana. Değersizmiş bir gurbetçinin kalbi.
İşte gidiyorum… Irak bir meyhaneye. Son kadehi de kafamda kırıyorum. Susamış sevgiye dilim. Kana kana içer gözlerimi.
Çıktığım dizeler elleriyle indiriyorlar beni. Söyleyemediğim sözler kesiyor nefesimi. Son vapur da kalkıyor limandan. Sigaramın son dumanı da çıkıyor dudaktan. Aç kargalar bitiriyor vicdanımı. İşte bu yüzden gidiyorum ben.
Kayıt Tarihi : 29.8.2017 16:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
20.05.2013
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!