Uzun ince bir yolun tam ortasındayım ben
Hiç yokluktan gelirim, hiç yokluğa giderim
İçi kan ağlarken bile, her daim güldüren
Doktor bey bahsettiğiniz, o palyaço benim
Zemheri ayında bir gece doğurulmuşum
Çok güzeller görüp de, kimine vurulmuşum
Yaşım kırka geliyor, yorulup, durulmuşum
Soğuk iklimlerin sımsıcak insanı benim
Doğayı, insanları, kitapları severim
Kötülüğü yererken iyiliği överim
Emeğe saygı duyar, hırsızlığa söverim
“İnadına İnsan” yaşam felsefemdir benim
Gerçekte bir memurus, sahnede oyuncuyum
Dergide editörüm, hayatta bir yolcuyum
İki çocuk babası, ve bir kova burcuyum
Koltuğumdaki karpuzları düşüren benim
Bir altmış dokuz boya, yetmiş beş kilom fazla
“Velesbit’li hayat, ne rahat”, işim yok gazla
Şiir okurum, şarkı söylerim çalmayan sazla
Çerçeveli camlarla muzipçe bakan benim
Şiir oldum, söz oldum, bak geldim yine aşka
Çok memleketler gördüm de, İstanbul bir başka
Yozgat, Amasya, İstanbul, başkentteyim işte
Eyfel’den, öpüşemeden inen, o saf benim
Bunca yıldır okurum, lisans, master, doktora
Bilim,ekin, sanat, öğrendim okuya, sora
Çalıştım, çabaladım, cebimde yok hiç para
Yenilerek yenmeyi öğrenemeyen benim
Kah ordayım kah burada, milimetrik yaşarım
Doludur hep bardağım, boş görene şaşarım
Yıkılmam engellerle birer birer aşarım
Gecicidir yenilgim, zafere koşan benim
Yarin yanağından gayri paylaştık herşeyi
Ağlarız ve güleriz, kaybetmeyiz neşeyi
Garibana ağlarız, dönen dönsün köşeyi
Paylaştıkça çoğalan, candan veren benim
Gün gelir gideriz elbet, bu dünyadan biz de
Unutulur adımız, kalır yazdığımız sizde
Baki kalan hoş bir seda imiş, kubbemizde
Bunu böyle bilip de, böyle yaşayan benim
Varsın bir tas su verenim olmasın, nideyim
Yanımda olsun da “suyum yok” diyenim
Susuz çöllerde kalayım, seraba gideyim
Kerem, Mecnun, Tahir, Ferhat, tüm aşıklar benim
Vardım yaban ellere, sofralara kuruldum
Söyleştim, dertleştim, meclislerde soruldum
Dost buldum, en güzel yataklara serildim
Adım adım dolaştım, Anadolu hep benim
Ne insanlar gördüm ki, ağlayan dertli dertli
Kimi kuru ekmeğe muhtaç kimi servetli
Düşmanca olanı var, çoğu iyi niyetli
Düşman taşı değil, dost gülünden yaram benim
Gün olur sessiz, derinden, gün olur çağlarım
Başka yüreklerdeki acılara ağlarım
Güllük gülüstanlık olmadı benim dağlarım
Dağların zirvesine susamış, dağcı benim
Acı tatlı olsa da, yaşamdan vaz geçilmiyor
Aşk insanı bulduğunda, başka yar seçilmiyor
Kalp kilitli bir kutu, her zaman açılmıyor
Çantası omzunda, şehir romantiği benim
Yağmurlu bir günde ıslanabilmek ne güzel
Seni gökte ararken burada bulmak ne güzel
Ruh eşim gel nerdesin, bu kalpte yerin özel
Doroty’im ol, sırdaşım ol, aşkım ol, gel benim
Hayat çok daha güzeldir sevip sevilince
Aşksız geçen bir ömür yaşam değil ki bence
Tanısam da ben aşkı kitaplardan çok önce
Şimdi yalnızca kitaplardan okuyan benim
Farklı dünyalar var, bilirim her birinizde
Hep birlikte ağlaşır, birlikte güleriz de..
Dostluklar çoğalır, sevgiyle yüreğinizde
Bu arzu, bu beklenti, bu sıcacık davet benim
Böyle söz eyledik, kendimizden dize dize
Tanıdık, tanış olduk, böylece hepinize
Aman dikkat edelim gelmeyelim göze
Susup susup şakıyan, romantik şair benim
Sanal alemler sanki, işlek sokaklar gibi
Oynanır oyunlar, günahlar, yasaklar gibi
Maskeler var yüzlerde gerçeği saklar gibi
Nam-ı diğer bu Centilmen, Metin Başol benim
19-21/03/2007-Ankara
16/04/2007(düzenleme ve düzeltme tarihi)
Kayıt Tarihi : 17.4.2007 00:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Herkesin bir hikayesi vardır ama herkesin bir şiiri yoktur... Bir de benim kendi şiirim olsun istedim.. Bu şiirin tüm hikayesi bundan ibarettir..

Oynanır oyunlar, günahlar, yasaklar gibi
Maskeler var yüzlerde gerçeği saklar gibi
Nam-ı diğer bu Centilmen, Metin Başol benim
Evt herkesin şiir yoktur.Kendinizi nekadarda güzel anlatmışsınız.Tebrik ediyorum.Saygılarımla.
Hiç yokluktan gelirim, hiç yokluğa giderim
İçi kan ağlarken bile, her daim güldüren
Doktor bey bahsettiğiniz, o palyaço benim
....................
henri miller'in merdivenin dibindeki gülümseyiş öyküsünde geçen, palyaço agustin'iz aslında hepimiz; onu da sonra anlatırım, amaa:
sen neymişsin be güzel dost: kişiliğinize ve duruşunuza bir kez daha vuruldum...
varoluşunuz bayram yerine dönüşsün emi!
erdemle...
TÜM YORUMLAR (4)