Yorgun bir şehir edasıyla, bir bardak kahve ile sızacağım galiba şu köşede ki koltuğuma.
Önce kütüphaneme gideceğim, el gezdireceğim o tarih kokan tozlu raflarda.
Elime bir kitap gelecek, içi dışı büyüleyici kavramıyla bütünleşmiş sayfalarıyla…
O da ne? Yüzümde bir gülümseme belirecek, yüreğime dokunacak bir sefayla.
‘İstanbul’ yazacak o kitap da. Tarih yazacak, Aşk yazacak, Fetih yazacak her bir kelamda.
Ama biliyor musun ben İstanbul olsam; küserdim insanlara…
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta