Sen !
canımı tutuşturduğunun farkında mısın
ben yanarken
çıldırtan sabrımdan fışkıran pınarlarımda özlemini yıka
ân,ân...emarelerim âyân beyân...
Ve beni dinle sen de yan !
İstanbul'un sesine
Marmara'nın sisine
Tebessümü okşayan
Gamzelerin süsüne
Haydi diz vur ve dayan
Bre adı saklım !
denizler gibi geçiyorsun üstümden
Keşifler çağının gemileriyle
gâh fırtınayla
gâhi ayla
karavelayla
vapurla,sandalla
ya da
ya da
alamanayla...
Sonra,deniz coğrafyamdaki isimler düşüyor maviliğe ;
Piri Reis, Barbaros, Turgut Reis !
mavi sulara açtığı yelkeniyle Oruç Reis !
Anlasana ebedi köpüğündeyim senin
anla ! İstanbul'u anla , deniz kokuyor illâ...
İllâ bu sahiller seni kokuyor
seni kokladıkça başım rüzgârlara yatıyor
farkında değilsin amma, bırakıyorum kendimi nefesinin boşluğuna
fırtınalar patlıyor...
Ben o rüzgârlarla şimdi başbaşayım
galiba sevda gözüktü bana...
Milyonca köpürüş milyonca haykırış milyonca sesleniş
ister mevsim yaz olsun
ister hava serin ,isterse sonbahar....
Vay ki ne vay !
Ufuklar kadar engin,kıyılar kadar geniş
Böyle büyük, böyle derin ,böyle köpük köpük sana geliyorum yâr...
alamana ; büyük balıkçı gemisi
karavela ; keşifler çağının gemisi
Nihal MirdoğanKayıt Tarihi : 17.7.2019 14:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!