ah ama gözlüm
iki deniz arasında mücevherim
bunca gözyaşı, bunca ah,bunca sitem niye?
anlat derdini bana eşsiz istanbul
anlatacak olsam derdimi sana
dört elif miktarı çeksem ahımı
yıldızlar sönmez,aşıklar ağlamaz mı sanıyorsun?
söyle ban ah yegane şehrim
anlatınca azalır mı sanıyorsun derdini?
tükenir mi katmerli sevdan?
yanılma sakın,çoğalır derdimiz paylaşıca bizim
alevlenir suyla gönül ateşimiz.
şimdi sen de ama gözlü Yakup musun?
nisan yağmuru mu gözyaşların?
Yusuf'unu mu,sevdalını mı,güzelini mi arıyorsun?
gözlerin bulunca Yusuf'unu sönecek mi sanıyorsun
gönül ateşini?
söyle İstanbul'um ahh...
iki deniz arasında mücevher olan sensin
değişilmez dünyalara bir sengin
peki niye niye gözyaşını silecek bir gömlek
Yusuf kokulu bir gömlek arıyorsun?
bakma bana ne olur bakma öyle biliyorum kaderi kaf ile yazılansın
bilyorum talihsiz aynalara talihsiz sayfalara
kurban giden bir ok,bir kurşunsun sen
biliyorum gazellerden,kasidelerden eksik olmazken
şimdi mahzunsun eski güzelliğini arayayan gelinler kadar
biliyorum seni,sevdanı,acını
biliyorum ahh Nil'den büyük,tuna'dan geniş İstanbul
sakın düşünme,eskisi gibi gül yanaklı olmadığını
ay tutulsa da üzerinde
hala sevdalımız
hala gözbebeğimizsin
Ve hala güneş ile ay öpmek için yarışıyorlar gül yanağını
Zeynep ÇakmakKayıt Tarihi : 27.10.2006 17:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!