İstanbul Şehrengizi Şiiri - Yorumlar

Mehmet Şamil Baş
20

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

İ.
bağdaş kurup Beyazıt’ta ihtiyar bir çınarla
/ kaçamak bakışında şairin /
açıp açıp okuduğum şehrengiz
âh! ne yana baksam ben
ne yana baksam hatıralar yaprak yaprak dökülür
içim içime sığmaz nerde bir şair görsem

Tamamını Oku
  • Lutfi Kireçci
    Lutfi Kireçci 21.05.2006 - 22:30

    BİR İSTANBUL DÜŞ GÖZLERİME
    Mavi bir kartal tak kollarıma
    Galata’dan, Üsküdar’a uçur beni
    Hazerifan çelebi bile kıskansın
    Geçerken kuş konmaz camisini

    Kurt adımlarla yürürken
    Aksaray’dan Topkapı’ya
    Bir ihtilal yalnızlığı
    Çökerken omzuma

    Topal bir akşam üstü
    Kesildi ayaklarım İstanbul caddelerinden
    Bu bir masal değil küçüğüm
    Süngülerle girdiler düşlerine
    Süngülerle çıktılar şiirimden, SENE SEKSEN

    Kum kapı’da evim kaldı, elimde bavulum
    Bavulda İstanbul resimlerim kaldı
    Dün siyah beyaz çektirdiğim fotoğraflardan
    Seyrettim İstanbul’u
    Ellerim kelepçeli geçerken
    Bir mahkum arabasından
    Balıkçıların ağlarına mı takıldı güneş
    Her taraf zindan

    ne zor şeymiş
    senden ayrılmak,
    böyle ansızın koparılmak,
    götürülmek bir yerlere
    oysa ne çok severmişiz seni İstanbul
    Hani Üsküdar, hani kız kulesi
    Nerde taksim, nerde Beşiktaş
    Hani gezip dolaştığımız o yerler
    Hani iğne atsan yere düşmez kalabalıkların
    Hani surların, hani vapurların,
    Mavi dalgaların, pis kokan halicin
    Adaların, modaların nerde
    Nerde o sahillerin,
    Nerde saklanır martı çığlıkların
    Hani portakal saçlı kızların

    Sen yoksun İstanbul
    Koca şehir yok
    Her taraf taş duvar,
    Önüm arkam, demir kapı,
    Sahi İstanbul,sahi sen nerdesin
    Gri kuşlar mı aldı götürdü seni
    Yoksun ortalık yerde
    Hangi rüzgara takıldın bilemiyorum
    Hiç sormaz oldun halimi
    Ne aradın ne sordun bunca yıl
    Nerdeyim biliyor musun ey aziz İstanbul
    Yırtık bir gökyüzünün kurşunlarla ıslatıldığı
    Katil bir sonbaharın saçlarıma takıldığı
    Senden uzak bir yermiş, işte burası
    Eylüllerin adam astığı

    Bekle bizi ey İstanbul
    Bir gün bu ihtilal yalnızlığı giydiğim elbiseyi
    Güz yağmurlarına asıp
    Gece ay ışığında ceplerime doldurduğum
    Güvercinlerle
    Sana geleceğim
    Şöyle oturup keyfimce
    Boğazda bir çay bahçesinde
    Bir sigara içeceğim
    Biraz sana sitem edip
    Eski albümlerden
    dolmaya başlamış yüzümün tuvaline
    Fırçamı dokundurup
    Marmara’nın mavi sularına
    Seni çizeceğim
    Kalamış’tan kalkan bir gemiye binip
    Ankara’ya gideceğim
    Mesela yani

    BİR İSTANBUL ŞİİRİDE BÖYLE OLSUN
    BİZE GÖRE,HERKESE AYRI BİR İSTANBUL
    TARİH BOYU...
    ŞİİR YAZAN ARKADAŞLARI KUTLARIM
    BU ŞİİR YARIŞMAYA KATILMAMIŞTIR..

    Cevap Yaz
  • Ayser Özbakır
    Ayser Özbakır 21.05.2006 - 22:23

    Evet İstanbul şiirleri içinde,sanırım İsranbulun tüm güzelliği ve geçmişini taa ki şanlı onmanlıya kadar anlatan,hemde Fetih`kutlamalarına yakın bir zamanlama da yerinde.Ve şiirlerde güzel olan İstanbulun birde diğer yanı var ki her şiirde göz ardı edilir nedense.Yinede hem yazılım dili hem anlatımı bence mükemmel.Başarılar diliyorum ve Allah CC Yardımcınız olsun her alanda.

    Cevap Yaz
  • Adem Kunt
    Adem Kunt 21.05.2006 - 22:16

    İstanbul u anlatmak bu kadar zor mu?

    Cevap Yaz
  • Adem Korkmaz
    Adem Korkmaz 21.05.2006 - 22:04

    Dünyanın her yerinden herkesin yenileceği bir yer vardır. Kimilerini yenilgi yıkar, kimileriyse zaferle küçülür, bayağılaşırlar. Büyüklük, hem yenilgiyi, hem de zaferi kabullenebilen kişilerde yaşar.

    İki gündür birinci olan şiirle ilgili yorumları okuyorum.Yazmayayım dedim ama yinede dayanamadım.
    Şair dil işçisidir.Basit kelimlerle anlamı derin mısralar oluştur.
    Örnek;
    'Kader beyaz kagıda sütle yazılmış yazı
    Elindeyse gelde sıyır beyazdan beyazı'

    Üsdatın iki mısrası.Şairlerin sultanı diye anılan şairin.(Necip Fazıl Kısakürek)
    Şimdi biri çıkıp Şairlerin sultanının etkisine kapılsa ve onun gibi şiir yazsa ve hatta ondan daha iyi şiirler ortaya çıkarsa hiç bir yerde şiiri birinci olamaz.Belki halkın gönlünde malum halkımız çok şiir okuyorya.
    Birinci gelen şiir o kadar uzunduki eminim (Benim gibi çok şiir okuyan biri bile sıkılıp şiirin tamamını başlangıçta okumadıysa) tutunki burda eleştirenlerin çogunluğu şiiri okuma zahmetine girmemişlerdir.Emin olun bu şiiri bir çok insan tamamıyla okumayacktır. Şaire bunu duyurayım En kısa zamanda bu güzel eseri sadeleştir herkes okusun.Okunmayan şiir ha var ha yok! Sebeb; Şiir sadece uzun değil,aynı zamanda farsca,osmanlıca kelimeler dilimizde sık kullanmadığımız hatta tanımadığımız şehrengiz'i gibi ve daha bir çok kelime...Mısraların can alıcı bölümlerine yerleşmiş tüm ahnegi bozmuş.Yazık olmuş şiire.

    Şiir okunurken kendi kendine ahenk oluşturmalıdır.Her bir mısra kendinden sonra gelen mısrayı hedef göstermeli,okuyucuyu şiiri okurken duygulanmalı,özlemeli ve şiirin bitmesini istememelidir.

    Şimdi; Şairi birinci geldiği için kutluyorum.Edebi alanda bir yerlere gelmek eserlerinizden söz ettirmek çok zor bir ugraştır.Bu ugurda nice insan geri adım atmış malesef kendilerinnde kaybolup gitmiştir.Kimbilir bir gün bizde kaybolup gideceğiz.Hakkımızda; Şiir yazardı diyecekler.Kalemede küseceğiz,mor sevdalarada beyaz kagıtlar da.
    Şairlerin yalan söylemek için ehliyetleri vardır.İllaki bir şeyleri yaşamaları gerekmiyor.O duygu bütünlüğü yakalandığı takdirde güzel bir eser meydana getirebilirler.En az yaşamış insan kadar da duygularını şiire dökebilirler.

    Ama bir şaire şiirinden dolayı hakaret etmemeleri gerekir.Bu çok yanlış ve yersiz olur.Eger samimi isen şiirin eksiklerini tesbit eder nasıl olacagını gösterirsin.Lütfen dostlar şaire yakışmaz çirkin olmayın! Herkesin bir şiir yazma tarzı vardır,kimi serbest,kimi kafiyeli sonuçta şiir yazanların tercihidir bu.

    İstanbul şehrengizi şairinin uslubu ve juri onu uygun görmüş seçmiş.Bunu saygıyla karşılayın.Ve güzel şiir yazmak için bol bol şiir okuyun.
    Mesela istanbul için şiir yazmayı dilediğinizde kendi alnında başrılı yüz şairin yüz istanbul şiirini anlayarak ve ritmine kendini kaptırarak okumuş olduktan sonra istanbula bir şiir yazmış olsaydınız emin olun birinci olamasanızda derceye girerdiniz.Vazgeçmeyin.

    Büyük adamların hataları güneş tutulmasına benzer, onları herkes görür.Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır. Bugün yarına dünle beslenerek yol alır.
    Neyse fazla uzatmayalım bahtınız açık olsun!

    Cevap Yaz
  • İlhami Arslantas
    İlhami Arslantas 21.05.2006 - 21:36

    ŞİİR DİYE BUNU ŞEÇENLERDEN UTANIYOR İNSAN
    BAŞKA ŞEY DEMEYE GEREK BİLE DUYMUYORUM..

    Cevap Yaz
  • Elif Gulay
    Elif Gulay 21.05.2006 - 21:34

    'ANLAYAMIYORSAK GÜZELDİR KESİN'

    nedir bu insanlardaki yabancı olana,bilinmeyene, kapalı ve uzun olana karşı düşkünlük bir türlü çözemedim.Şiirin belki içerdiği anlam çok güzel olabilir ama karşındaki insan anlayamıyorsa Kendin Çal Kendin Oyna.Eski dilde yazılan kitaplardaki gibi bir de şiirin altına sözlük koyulsaymış daha iyi olurdu.Zevkler ve renkler farklıdır ama, bu birinci seçilen şiir yeni şiir yazmaya başlayanara örnek olcak ve etraf birsürü kendini başka dillerdeki sözcüklerle anlatmaya çalışan(-ki kendi de bilmeyecek kelimenin tam anlamını) bir sürü özenti insanla dolacak.Ey gidi Güzel TÜRKÇEM! Bu Avrupai(!) tarzda tarzanca kelimelerle seni kirletmekle yetinmiyor insanlar.Herkez kendine göre bir dil tutturmuş gidiyor.
    Yakında Türkçe kollara ayrılacak, bir insan kendi ülkesindeki birini anlayabilmek için yanında sözlük taşıyacak!
    ...................................................................

    Cevap Yaz
  • Betül Kılıç
    Betül Kılıç 21.05.2006 - 21:27

    çook güzel...

    Cevap Yaz
  • Sedat Taşbaşı
    Sedat Taşbaşı 21.05.2006 - 21:08

    Madem jüri bu yarışmadaki en başarılı şiirleri bunlar olarak seçti o zaman yarışmaya katılan en kötü şiirleri de seçsin de hem şiirleri okuyup okumadıklarını anlayalım hem de bu şiirlerin yarışmanın en güzel şiirleri olduğuna inanalım.Doğrusu yarışmanın en güzel şiirleri bunlarsa en kötü şiirleri nasıldır acaba?(!)

    Cevap Yaz
  • Lutfi Kireçci
    Lutfi Kireçci 21.05.2006 - 21:00

    remzi şallı/mavi ve siyah..bu yorumu yapan cesaretli açık sözlü insana katılıyorum..ısmarlama bir yarışma yapsaydınız..yani ödüllü olmasaydı..yada adına ne diye yarışma dediniz..o kişinin şiirini istanbul şiiri diye götürüp bel.yada. taraftarlarının bulunduğu yerlere assaydınız..sayın jüri bu olmadı..diğer şiirleri katlettiniz..
    biz bunu sizden beklemiyorduk..benim yarışmaya katıkldığım şiir..birinci ikinci olması önemli değil

    BİZ SENİ SİYAH BEYAZ FOTOĞRAFLARINDAN DA TANIRIZ EY AZİZ İSTANBUL
    Bugün sana şiir yazmak için,
    seni tekrar gezmek istedim
    Ey aziz İstanbul,
    Önce yeni camiye uğradım,
    merhaba dedim güvercinlere
    Sonra yürüdüm galata köprüsüne,
    herkesin elinde bir olta balık tutuyor
    haydi rasgele
    Çıktım galata kulesine
    Vay canına yandığımın hazerifan çelebisi dedim
    Aha buradan nasıl uçtun Üsküdar’a
    Ben vapurla geçmeye karar verdim, bir yanımda kız kulesi
    Bir yanımda boğaz, bir yanımda ısrarla bizi takip eden martılar
    Henüz karpuz kabuğu düşmemiş beyaz köpüklü dalgalara
    Merhaba Üsküdar,
    Merhaba Aziz Mahmut Hüdayi hazretleri
    Çok kalabalık Üsküdar, bugün Pazar
    balıkçılarda kalkmış gitmiş artık
    Teknelerde yok, balık kokusu da yok
    Oradan Beykoz,
    Kocaman mezarıyla Yuşa Hazretleri, almış eline silahı
    Bekliyor sanırsın boğazı,
    Neyse yaptık duamızı

    Ey İstanbul, seni anlatacak
    Kelimelerin hepsini yazmış gibi şairler,
    Seni hep övmüşler,övmüşlerde övmüşler
    Fatih senin için sürmüş atını denize
    Eyüp sultan senin için kalkmış gelmiş buraya
    Bir yanın Mekke kokar, bir yanın Medine
    Bağdat sende biter, Halep sende
    En güzel camilerini sende yapmış mimar Sinan
    Avrupalı en güzel kiliseleri sende,

    Ey İstanbul, aziz hatırası kimlerin
    Kimler geldi,kimler geçti buradan
    Yahya Kemal’inden, Necip Fazıl’ından
    Nazım Hikmet’inden, Orhan Seyfi’sinden
    Gece ay düşer sularına,kesilir yolların
    Mahpushanelerin var senin, zindanların var
    Sağmalcıların var senin, metrislerin var,
    Gardiyanların var senin, cellatların var
    Kimlere ters giydirmedin pabucunu
    Kimleri barındırdın içinde,
    Alim de geldi senin kapına, zalim de geçti kapından
    Her gün balıkçının çıkan oltasında sen varsın
    Martılar seni anlatır her gün dalgalara
    Sende mola verir gemiler, sende soluklanır haydar paşa
    Sende kalkar son tren, sana gelir son yolcu
    Ayasofya sende, Sultanahmet sende, Süleymaniye sende

    Sende açar laleler güller, sende nihayetlenir ömürler
    Bekle bir gün çıkar gelir denizden, sefere giden erler

    Ey İstanbul,
    biz seni siyah beyaz fotoğraflarından da tanırız
    İnci mercan saçlarından, deniz kokan kızlarından,
    Dalga kıran surlarından tanırız seni,
    yere batan saraylarından
    Hareme kalkan araba vapurlarından,
    Sultanahmet meydanından,
    Akşam gün batışı kum kapıdan,
    ünlü kabadayılarından kasım paşadan
    Çamlıca tepelerinden mehtaba çıkarışından,
    Eyüp sultanda Uhrevi aleme uçuruşundan,
    Kara köy iskelesinden
    Selimiye kışlasından, sirkeci tren garından,
    Fatih, yavuz, kanuni, Barbaros hayrettin paşasından
    Yatırlarından tanırız seni, kasırlarından
    Ah İstanbul ah, biz seni eskiden beri tanırız
    Ne yapalım eski çamlar yok artık,
    Eminönü de balıkçılar yok
    meşhur Babıali yok
    Gitgide bozuluyor taşın toprağın,
    her gün biraz daha yoksun
    Kartpostallarda kalmış resimlerinden şimdi eser yok

    Beyoğlu Taksim göbek atar,
    Zincirli kuyu ne yapar
    Karaca Ahmet perişan,
    Emirgan kış uykusuna yatar
    Hicranlı aşkların ateşiyle
    sensiz içimde cehennem kaynar

    Her ayrılık senden vuslat,
    her hicran sende fasıl
    Nerden aldın güzelliğini,
    onu öğrensem asıl
    Sende sıhhat bulur,
    sende son bulur her soluk
    Ben İstanbul derim adına
    sen esrarlı oluk.

    Eyüp sultan da kıl bir sabah namazını
    yukarıya doğru çık mezarlıkları
    göğe çıktım sanırsın, başın değer arşa
    eskiden kalmış bir anıyla seyret Halici baştan, başa
    Birkaç damla gözünden süzülür yaş
    Maziye dalarsın yavaş, yavaş
    karşı yamaçlardan, iner yüzlerce gemi
    Bizans düşmüş, Bizans perişan
    Gerçek oldu hadislerde beklenen an
    Yer Ayasofya, önde başbuğ Fatih Han
    Cuma namazı kıldırıyor tüm askere,
    İstanbul bizim, Avrupa ağlayadursun
    Sultanlar yedi tepeli şehri bekleye dursun


    Lütfi kireçci
    18 Nisan 06 Şişli-İstanbul

    değil..okunmadan atılmıştır..diye buraya yazıyorum..
    birincilik,ikincilik,üçüncülük ve mansiyon alanlarda okusunlar bu şiiri..sadece okusunlar..

    Cevap Yaz
  • Uğur Benek
    Uğur Benek 21.05.2006 - 20:59

    Çok özür dileyerek tekrar yazı yazmaya ihtiyacı duyuyorum. Forumu bu kadarına kadar karıştırmak gerekmezdi elbette. Fakat oldu... Üslupların ağırlaşmaması dileğimdir.

    Şu anda ANTOLOJİ.COM GÖREVLİLERİNE KINAMA MESAJI YOLLAYACAĞIM. Nedeni: Nazım Hikmet'in forumlarındaki küfür, hakaretlerdir. 1 - 1,5 ay önce mesaj yolladım, ilgileneceğiz dediler. Hala aynı. Yani demek istediğim şu: Söylemeden, anlayın...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 406 tane yorum bulunmakta