Bir bayan otuz beş yaşlarında, sürekli gelip gidiyor Kadıköy iskelede..
Bir şeyler anlatıyor yaşantılarından kalan iz bırakan, sanki biri dinlercesine akışkan..
Her zaman ki gibi, bankta oturmuş; seyrediyordum denizi, martıları ve esamisi yitik insanları..
Önümden geçti, tek tek insanlardan fazla sigaranız var mı dilenmeleriyle, savrulmuş bu bayan
Avrupa yakasının tam üstünde çadır olmuş turuncu gökyüzü, martılar benek benek üstüne.. Sokak konseri veriyorlardı; kimliksiz Kızılderili insanlar olağanüstü kimlikli müzikleriyle..
Ara ara önlerindeki kesenin etrafında, dönerek yaptıkları kötülüğü kovan ruhani danslarıyla;
yüzlerce yıl öncesi kıta Amerika’sına, yerli kabile törenin içine gidiyor insan bir anda..
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta