İstanbul madalyonun iki ayrı yüzü.
Bir yanı tersi gösterir; diğer yanı düzü.
Bir tarafta diken açar; diğer yanda gül.
Karaca Ahmet''te ağla; Unkapanı'nda gül.
Sultan Ahmet'te duyarsın içli bir ezan sesi.
Haliç'te çan çalar ortadoks kilisesi.
Fatih'e in, cemaatle namaza dur.
Beyoğlu'na çık keşlerle rakı masası kur.
Dolapdere'ye alafrangayı bağlasan durmaz.
Taksim Dolapdere'ye hiç mi hiç uymaz.
Eyyüp Sultan'da yankılanırken doğunun müziği
Nişantaşı'na rengini vermiş batının tüzüğü.
Karaköy'de lüksü mumla arasan bulamazsın.
Etiler'de bir türlü lükse doyamazsın.
Gaziosmanpaşa'da garibin halini görürsün.
Bebek'te ki israfa kahrolur ölürsün.
Nesin sen İstanbul: Güzel mi, çirkin mi?
İyi mi, kötü mü? Sevgi mi, kin mi?
Doğulu mu, batılı mı? Doğru mu, yalnış mı?
Siyah mı, beyaz mı? Savaş mı, barış mı?
İstanbul son zamanlarda şizofreni andırıyor.
Ruhunda karmaşık duygular barındırıyor.
Dikkat et İstanbul, sen bizim nefesimizsin.
Nefessiz yaşanmaz bunu sen de bilirsin.
Kayıt Tarihi : 23.4.2006 12:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!