Selamı almadan varıp geçmezse
Gönlümün mabedi İstanbul gibi.
Akan sular dan da gelen içmezse
Gönlümün mabedi İstanbul gibi.
Bilinmez yerlerden taşarsın bir gün
Fatihin yurdunda yaşarsın bir gün
Karadan koşarak aşarsın bir gün
Gönlümün mabedi İstanbul gibi.
Bir öğlen vaktinde yetişeceksin
Cuma namazında bitişeceksin
Ayasofyada el tutuşacaksın
Gönlümün mabedi İstanbul gibi.
Mahmut Hüdâi de zikir bekliyor
Cümle alem senden fikir bekliyor
Üç kıta da seni fakir bekliyor
Gönlümün mabedi İstanbul gibi.
Çengelköy iskele vapurdan iner
Gözler Talimane dolmuşa biner
Mezarlık yolundan geçerken siner
Gönlümün mabedi İstanbul gibi.
Edirne'den Yûşa yolu soruldu
Mimar Sinan yaparken çokta yoruldu
Mihrimah sultanda dernek kuruldu
Gönlümün mabedi İstanbul gibi.
Boğazın incisi yüzün örtünce
Beykoz Çubuklu da beşik kertince
Köprüden beşiktaş peçe yırtınca
Gönlümün mabedi İstanbul gibi.
Ortaköy camide yasin okuttum
Dinlerken huşuyla nefesim tuttum
Bütün dert tasayı her şey unuttum
Gönlümün mabedi İstanbul gibi.
Bin dört yüz elli üç fetih olundu
Ayasofyada ilk namaz kılındı
Ezanla tekbirle dünya salındı
Gönlümün mabedi İstanbul gibi.
Kayıt Tarihi : 14.6.2024 22:19:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İstanbula hitaben yazdığım 2. Şiirim
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!