İstanbul Destanı Şiiri - Hastürkmen15

Hastürkmen15
1

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İstanbul Destanı

Sakaryayı geçince körfezi beri gördüm,
İzmit’ten yol boyu levhaları öndüm,
İki şehir nikah kıymış, şaşkına döndüm,
Gördüm, İzmit’e yamanmış İstanbul’u

İstanbul’u duyupda görmeyen var mıdır?
Camlardan gördüğüm kadar mıdır?
Dört yanı deniz hangar mıdır?
Gördüm, karaları demir tutan İstanbul’u

Uzun bir nehir geçiyor ortasından,
Üstüne ip germişler ta ortasından,
Yanmıyor yanan ateşlerin akmasından,
Gördüm,üstünde libas dikili İstanbul’u

Sandım dünya buraya toplanmış,
Binbir insan türüne bezenmiş,
Beton beton bayırlara yamanmış
Gördüm, kalbine hançerler saplı İstanbul’u

Asırlara inat camileri, hanları, sarayları,
Döşenmiş dört yanı mermerden mezarları,
Köhnelenmiş etrafında pörsük çamları
Gördüm, payitaht kurulmuş İstanbul’u

Rüyalarda görürdüm evvelce burayı,
Kaybettim kendimi, görünce Topkap’ıyı,
Uluhanların mirasında şaybala kargaları,
Gördüm, sosyete barlara çakılı İstanbul’u.

Yalılar, köşklerde işler yaver, uşaklar,
Arka sokalarda ömür avutan varoşlar,
Tıkın tıkın dolmuş cadde- sokaklar,
Gördüm, üst üste çatılmış İstanbul’u..

Bir yandan övündüm tarihi görünce,
Kapıldım özümden haklı sevince,
Birde Bebek, Ortaköy, Taksim’e gelince
Gördüm, deniz kokusuna sarhoş İstanbul’u

Fatih’e çıkınca göğsüme ok çakıldı,
Kalbime Eyüp’ten nurlu yol açıldı.
Aksaray’da geceler uykumu kaçırdı
Gördüm, iyi ile kötüyü uyutan İstanbul’u..

Ömründe vakti olan görsün isterim,
Birde Çamlıca tepesinden köşk isterim,
Amma ve lakin bu hayaldir beslerim,
Gördüm, azı ile çoğu karan İstanbul’u

Ayasofya Sultan Ahmet’e mahsun bakar,
Kapalı çarşıdan Eminönü'ne etten sel akar,
Anlatsam dışı seni, içi beni yakar,
Gördüm, taşı toprağı altın İstanbul’u

Gemiler, vapurlar boğazdan süzülür,
Yiyip- içtiğimin parası boğazıma dizilir,
Bir dilim karpuza beş lira mı istenir?
Gördüm, hayatın cilvesine sarılı İstanbul’u

İnsan insandan tanınmıyor-sayılmıyor,
Öyle üç-beş günde sanma gezilmiyor,
Her köşesinin dilinde binbir sır sezilmiyor,
Gördüm, yaşanmadan tadılmayan İstanbul’u

Çamlıcanın dibine Beylerbeyi eğleşir,
Anadolu Hisarı Rumeli Hisarı ile güreşir,
Kıyı boyu kasırlar dalgalarla söyleşir,
Gördüm, Dolmabahçe’ye nazır İstanbul’u

Hep dinlerdim adını şarkılarda,
Kim derdi aşklar yaşanmış sofalarda,
Okurduk şiirlerde, öykülerde romanlarda,
Gördüm, maya tutmuş İstanbul’u

Resimlerde gördüğümden fazlası,
Anladım insanlar neden hastası,
Kültürlerin, dinlerin buluşma noktası,
Gördüm, her renge boyalı İstanbul’u

Gezmekten ayaklarıma karasular indi,
Mısır çarşısına dalınca yorgunluğum dindi,
Baharat kokusu paslı ruhumu sildi,
Gördüm, dertliye derman İstanbul’u.

Süzülüyor deniz üstünde martılar,
Vapurlarla eskiden arkadaştılar,
Rıhtım boyu Üsküdar’ı dolaştılar,
Gördüm, filmlere aşiyan İstanbul’u

Uluhakan’ın rüyalarında dolandım,
Demir ağların raylarında oyalandım
Haydarpaşa, Sirkeci, duvarına yaslandım
Gördüm, asarın yaslı miğferi İstanbul’u

Fazla kaçmayalım ayrıntıya, abartıya,
Kaldığım ya dört gün varmaz altıya,
Sorsam bir ömür yaşayan hancıya,
Gördüm, nice yolcuya köşk İstanbul’u.

Sırçalı köşklerin sandalları,
İndirmiş hepsi suya yelkenleri,
Şair ediyor gelipte, nice gidenleri
Gördüm, gönüllerin fermanı İstanbul’u

Yörükoğlu yazdığın yetmez inan,
Üçgün de gördüklerinden destan yazan
Bir şair gözü ile gerçekse her an,
Gördüm, Dünya’nın kalbi İstanbul’u.

Hastürkmen15
Kayıt Tarihi : 1.10.2013 01:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
ÖNCEKİ ŞİİR
SONRAKİ ŞİİR
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hastürkmen15