istanbul'da yürür gece,
zincirlikuyu'da göğsü tık nefes çürür ıssızlık,
mevsimin vucüt sıcaklığı mezar taşlarında;
yürür gece Karacaahmet'de, Eyüp'de
eski bir müşterek ölünün adımlarında..
istanbulda yürür gece,
beyoğlu'nda köpüren bar kapıları,
nefslerin ihyasında sarsılır gönül yapıları,
yürür gece,
ve tutarsız açklıkların tok adımlarında..
heybeli'de mehtabı yürür gece,
bir cennetin ayak izlerini, anadolukavağı'nda,
yürür çamlıca'da yürür, kanlıca'da yürür!
istanbulda yürür gece,
haydarpaşada bir kalender trenin,
paçasına takılır, gider kaybolur..
taksilerin yorgun sarısında gezinir durur gece,
tarifesinde her şey ve her yol bulunur
bu şehrin,
kabinlerinden bankamatiklerinin,
tinerli çocuklar çekilir.
istanbul'da,
derken susar adımları gecenin
gelir gece boğazda takılır durur,
geceliği düşer omzundan gecenin,
artık yürüyen sadece sihir ve sudur!
divanedir!
sermedî dalıp çıkar bu eşsiz mana ummânına,
boğulmak durmak ister zaman bîhuşçasına,
kendinden gafil olur istanbul'da, boğaz'da,
zaman, unutur kendi ciğersizliğini..
halden hale şekilden şekle
bir istanbul koşturur ve şevkle!
yürür..istanbulda yürür gece!
uçlardan uçlara dönüm yüzlerce..
gölgelerden gölgelere yüzlerce yürür,
istanbulda yürür gece!
insan insan
hayat hayat
ölüm ölüm,
şefkat şefkat
zulüm zulüm..
yürür gece yürür!
ışık ışık açık saçık
kuytu kuytu gizden gize
mutlu mutlu asık asık
istanbul'dur bizden bize...
koşturur mekik dokur,
uçlardan uçlara dönüm yüzlerce..
yürür eyüpte nur, sultanahmet'de billur,
yürür gece istanbul'da;
simsiyah asil bir atın merasim geçidi..
asırlık bir yalı kanatlanır ruhunda yarasanın..
gecenin ayaklarıdır ayaklarım,
giderim evime yatarım,
istanbul kokarım..
sis pus ışıltı derken
çıplak serçelerin sesinde gecenin son yüzü
ince kalıntı,
sonra duyulur hayat inilti,
istanbul'da doğar sabah,
uyanır eşik kapı pencere,
kaldırılır gökyüzüne kepenkler
haydi bismillah!
bende kalkarım,
uyanırken sehrin mekanik çığlığı..
hem güneşe iştahsız gün,
hem ben yine yıkmışım kendimi,
tartmışım yine, kederlerim ağır,
nevmidâne yürürüm sağır adımlarım,
ufak krizlerimi önler dil altı mısralarım..
dükkânlar hediyelik,
sağlı sollu halıcılar vazocular,
kafelerde frenkler oturur beylik.
Kürt Ömer ve narin ingilizcesi!
kapıda cin olmuş gözler durur..
tramvay,kubbealtı,oteller han hamam;
beyazıt işte yine tastamam..
ben hala yıkıntıyım nerede sarayburnu?
ha gayret dedim aman!
tartmışım yine kederlerim ağır,
yırtmışım kafamda bir şiir olmuş huzur,
atmışım..
ve ansız kaldım! bahanesiz!
bana inat parladı bu şehrin tacı,
kalbimde ışıktan korkan tozlu aynaların,
bu güneşki ilacı.
Ey İstanbul, Ey!
güneş sadece senin başının tacı,
yalnız senin İstanbul,
tahtındır bahar!
taptaze kollarıyla seni her yandan sarar,
istanbulun alnına sere serpe yatmış durur;
şimdi huzur,
benimse plastik hüzünlerim,
ancak bin yılda yok olur..
yürüyorum istanbul'da yürüyorum
adımlarım sağır..
sesleniyor sahne sahne beyazıt,
sarayburnu homurduyor gel diyor ağır ağır..
önümde yekpare açılmış bir mahzen-i mana,
görüyorum!
adım adım inmekteyim kalbine yürüyorum!
düz yolda gizli basamaklar inmekteyim,
istanbul'da, istanbul'da yürümekteyim!
insanlar münferit akıyor bihaber,
önümde ardımda omzumda yüzler,
hacım çökmüş bir köşeye aksakallarıyla,
elinde fırça önünde sandık oturmuş gülümser..
ruhuna iniyorum meçhul basamak!
vuslatın ki vecdine adım adım basarak!
indikçe uyanır içimde bir zilal,
İstanbul beni,
beni ayaklarının altına al! .
ah canım!
su misali ömrümü doldurup bir bardağa,
döksünler yerebatanda bir sarnıçtan aşşağa.
çırpınır bir güvercin göğsümün orta yeri,
rüzgar eser bir martı yüzüme bakar,
önümden bir deniz akıp gider!
başımın köşesinden sıyrılır gündelik aklım,
hükmü yok hayatın telaşesinin,
en İstanbul yerindeyim İstanbul un,
içimden bir şehir olmak geçer divaneyim,
olsam akasyanda bir kuş yuvası,
çemberlitaşın çemberi,
Beşiktaş'da bankın, aşiyanda şarkın olsam,
aklım nerede aklım?
rumeli hisarında burç
tüter de tüter,
lodosun sırtında bayılmışım..
istanbul!
tarihin bekleme salonundaki en nadide bir oda,
oda diğerleri gibi saklar içinde miraslarını,
istanbul sana baktıkça her dem,
insanın yüzüne vurursun altın asırlarını..
yürüyorum istanbul'da yürüyorum,
adımlarım sağır..
tartmışım yine kederlerim ağır,
yırtmışım kafamda bir şiir olmuş huzur,
atmışım..
mehtabı başka hangi şehir,
söyle İstanbul;
göğsüne bir rozet misali takar?
En İstanbul yerindeyim İstanbul'un,
çağın kisvesiyle sertleşmiş göbeğinde,
hissediyor tabanlarım bir derinden şefkat
yürüyorum, istanbul'da yürüyorum;
ah bu ben!
ah bu şehir!
kaçamak sevgililerden
farkımız nedir?
istanbul'da yürüyorum,
içimden bir şehir olmak gelir
ey seyrettiğim rüya sandığım,
devasa açılır ardına bir hazine sandığım,
açılır devasa gümüş,
göklere değer açıldıkça kapağı,
en İstanbul yerindeyim İstanbul'un,
devasa açılır ardına bir hazine sandığı,
çehresi eski sarayların ağlama duvarları,
sonbahar diz çökmüş dökülen yaşlarını vurmakta,
mevsim vedalaşırken şehirle,
ve dağlaşıyor manası şehrin gözümde,
yaksınlar, beni de onunla kundaklasınlar!
kokunu saklayan en köhne yalında bir saçak olsam,
İstanbul şehirden öte, mucize şehir,
sana doymak için ne yapsam?
en İstanbul yerindeyim İstanbul'un,
içimden bir şehir olmak geçer divaneyim,
çırpınır bir güvercin göğsümün orta yeri,
bir rüzgar eser bir martı yüzüme bakar,
güneş sadece senin başının tacı,
yalnız senin İstanbul,
tahtındır bahar!
Kayıt Tarihi : 22.4.2006 22:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kamil Çağlar Aksu](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/04/22/istanbul-da-yururum.jpg)
Öncelikle bir şair yürek olarak bu yarışmaya katıldıgın için kutlarım ve başarılı olmanı dilerim.her yarışmanın birincileride olacak sonuncularıda.sürekli birincilik diye bir şey olsaydı yarışma olmazdı.önemli olan katılmak ve duyguları dile getirmek.sonuç hiçbir zaman önemli degildir.Çünkü seçici kurul netice itibari ile 5-6 kişiden meydana gelen bir insandır.bugün onlar x şiirini benimser yarın birileri y-şiirini bu çark döner gider.
Şiire çok büyük bir zaman harcanmış ve emek verilmiş.Kolay değil bu kadar uzun ve akıcı yazmak.ve istanbulun güzellliklerini-duygularla perçinleyip bütünleşebilmek.
tebrik ediyorum.Selam ve sevgilerimle.
Ayrıca yarışmada başarılar dilerim...
Sevgiler ve Muhabbetlerle...
TÜM YORUMLAR (6)