İstanbul'da Selviler Altında İnsanlar Öl ...

İstanbul'da selviler altında insanlar ölü yatıyor,
Ya da bir an önce servi altına ulaşmak için ölü gibi yaşar.
Yattığı zaman yeşili görür, ondan güç alır, üzerine yükselir.
Yıldızlı bir geceye ihtiyaç duyarak onlarca yıldır griler içinde yaşıyor.

Ama herkesin sabrı var, bir gümbürtü var; "O kadar değil" dedi.
Ama herkesin kredi kartı var, bir sürü borcu var,
Çocuğun okul giderleri ve konut kredisi, araba ödemeleri, mal taksiti.

Ürettiğimiz, ölene kadar satılan tüm değerler,
Ve bıraktığımız tüm değersizlikler.
“Evet efendim sepet efendim”in vakıf diline tercümesi,
Kışlanın dili, fabrikanın dili; Salamura yapılmış bir hayat bu, “kız-erkek”.

Bunun için mezarlığın kapısında bekliyoruz; okul ve koğuşlar arasında;
İsimlerimizi beton bir göğe çivilediler; donmuş, alçı basamaklar,
Bizden önce yola çıkanlar; Biz de adımlarımızı bizden sonrakilere bırakıyoruz...

Şimdi şimşeklerin açtığı çatlaklardan göğe düşen nar taneleri,
Sert bir ceviz neslinin habercisi gibi başımıza dönüyor,
Elbette Anadolu leoparının bile kanı yerde kalmaz. "Kimse yok, senin bile kimsen yok."

Su ve gaza hasret değiller; ancak, bu güzellikler fatura,
Ücretsiz olarak sunuluyorsa; bir bilene sormalı; gelir kaynağı nerede; vergilerden mi
Bizden aldıkları paralarla bizi döven tüm o mancınıklara sıradaki seferberlik şarkıları gelsin.

“Bu yeşil alanları ancak mezarınız varsa koruyabiliriz” diyorlar.
Belli ki bu evlilik evleri, "uzak dur" kuleleri, oturma odaları, kanepeleri.
Sanatsal duyarlılıkları mezbahalar, hapishaneler, kışlalar, kontrol merkezleri gibi yapılarda kendini gösterir.

Böyle bir nesle “benim gibi üç çocuk” hangi esasa yakışır; “senin gibi üç baba”; "onun gibi üç büyükanne ve büyükbaba",
Hangi metroya gidilir, bir şehrin karaktersizliği ve onu yönetenler...
Yaktığın onca tarladan ne dikenli meyve çıkacak, nadas değil, senin...

İstanbul'da selviler altında insanlar ölü yatıyor,
Ya da bir an önce servi altına ulaşmak için ölü gibi yaşar.
Aslında İstanbul'da ölse çok dilerseniz fazla uzatmayalım.
Bu dümdüz bataklıkta zaten kendi mezarını kazıyorsun.