“ne vapurlar geçerdi gözlerimizin önünden
ilki senin olsun, arkadan gelen benim dediğimiz …
sonra vazgeçip, bir sandalda beraber kürek çektiğimiz
ne vapurlar geçerdi gözlerimizin önünden
isimlerini bilmediğimiz, hiç görmediğimiz …”
iskele poyrazı desem değil,
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
şimdi ayrılmanın vakti desem değil,
biz biliyoruz şehirler nasıl bozulur güneş doğduğunda ….
ama İstanbul olunca başka yazılıyor isimler camdaki buharlara
onun için bu ayrılıklar, merhaba demektir yeni kavuşmalara
haydi vakit tamam, vapur altı lodos, üstü martı, hepsi sen
bir İstanbul gecesinde seni baştan sona yeniden okuyabilsem.
hikayesi bile başlı başına şiir olan bu dizelere yorum yazmak ne haddime....canı gönülden kutluyorum ...sevgi ve saygılarımla...
'ama İstanbul olunca başka yazılıyor isimler camdaki buharlara
onun için bu ayrılıklar, merhaba demektir yeni kavuşmalara
haydi vakit tamam, vapur altı lodos, üstü martı, hepsi sen
bir İstanbul gecesinde seni baştan sona yeniden okuyabilsem.' Çok çok güzel bir şiir yüreğiniz ve ruhunuz hep üretken ve sağlıklı olsun. Tebrikler...
neden istanbul böylesine aşık eder kendine neden en doyumsuz aşklar burdadır :) tebrikler çok güzel anlatmışsınız..
Tebrikler... İstanbul her şaire ayrı duyumsatıyor, aşkı ve sevgiliyi.
çok güzel olmuş.Elinize sağlık
sevda yüklü sandallar
hangi sulara açıldılar..
muhabbet ve selamlar.
Üstat yine harika dizeler sana yakışıyor zaten güzel şiir yazıyorsun tebrikler ve tam puan dostum.
iskele poyrazı desem değil ,
bulutlar havada sanki başka bir la comparsita ….
sayamadık hiç, kaç damlası düştü yağmurun saçlarımıza
biliyoruz ki attığımız her adımın altında bir başka yaprak
soğuktan donmuş avuç içlerimizde bir uzun çizgi gibi akarak
lodosa estirecekler İstanbul’u, içimiz çok tuhaf olacak.
“ne martılar uçardı başlarımızın üstünden
bir kanatlarına işte biz, diğerlerine aşk dediğimiz...
sarılıp bulutların kenarına üzerine güneşler serdiğimiz
ne martılar geçerdi yüreğimizin içinden
çığlıklarını dinlediğimiz, çok sevdiğimiz …”
çok harikaydı.....................saygılar
akici dizelere oya gibi islenen duygular, coskusunu da yedekleyerek sirtina bir istanbul gecesinin sirri haline gelmis bir sevgiliye ulasmaya kurek cekiyor. Bu kalem bu sirri cozer dost, kutlarim, sevgilerimle esen kalin!!
Sevgili dost şirinizi okurken lise yılarıma döndüm ve sinop iskelesinde babalara oturup balıkçı ve yolcu teknelerini izlerken arkadaşlarımızla ' şu gelen gemi benim aosun ardındaki senin'. dediğimiz günleri hatırladım.
Sanki papatya falına bakıyorduk cize cise yağan yağmurda. Islansak ta önemli değildi o yıullarda. önemli olan gelen gemilerden inecek yolcular ve getircekeleri güzelliklerdi. Özellikle 1 Temmuz Kabotaj bayramlarında beyaz kelebekler dediğimiz bahriyeliler doluşurdu iskeleye ve sinop caddeleri beyaza boyanırdı. İçlerinden inen o yakışıklı askerler, toprakta geçirecekleri bir kaç saatin güzelliğini yaşamak istercesine takılırlardı peşimize ve hemen daladır uzun uzun sohbetlere.
Yalnız İstanbul'da yaşanmıyor dost bu güzellikler. Görmesini bilirsek heryerde ve her şekilde yaşanabiliyor.
Beni çok çok geçmişle götüren dizeleriniz için çok teşekkür ediyorum. Kutluyorum kaleminizi ve yüreğinizi ve saygılarımla tam puanımı bırakıyorum sayfanıza.
Bu şiir ile ilgili 56 tane yorum bulunmakta