Kalamış'ta ağız tadıyla denize girildiği zamanlar
Süreyya Plajı'ndaki üstü kubbeli yuvarlak taş kameliye
henüz denizin içinde küçücük bir ada
beyefendinin mesleğine göre hesap alındığı devirlerde
içkili Hamdi'nin gazinosunda
Kuzguncuk vapur iskelesinde
hanımlar akşam vakti oturur
Şirket-i Hayriye vapuru ile işten dönen beylerini beklerlerdi.
Hey yumurtaya can veren Allah'ım sen nelere kadirsin
İstanbul'da aynı kişi hem vali idi hem de belediye reisi
O zamanlar İstanbul sokaklarında satıcıdan geçilmezdi
nane yağı satan mı dersin
'-ya ka li yo' diye fare kapanı satan mı dersin
'-Hoşaf Hatçe'nin börekleri geldi' diye börek satan mı dersin
duvara çizik atıp giden beygirli sütçüler mi dersin
Akşamları gitar çalınırdı Balat’ta Ananiya'nın meyhanesinde
'-siz hiç İstanbul'da sarhoş olup da
bahçıvanın eşeği ile karakola gittiniz mi küfede'
anısı saklı sararmış fotoğrafta
eski bir gazetede.
Kayıt Tarihi : 23.5.2008 00:17:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Akif Tiryaki](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/05/23/istanbul-bir-masal-sehri-ben-masalcinin-arkadasiyim.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)