Bir Ağustos akşamıydı İstanbul da
Bulutlar kıp kırmızı hava tedirgin
Ve ağaçlar ürkek mi ürkek
Bir çığlık atarcasına haykırıyordu martılar
Dillerden dökülen hep aynı mısralar
Yerler ağlıyor, gökler ağlıyor
İstanbul ağlıyor ben ağlıyorum
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.