İSTANBUL’A İSYAN
Mazeretler bulup eyleyemezsin,
Yalan yere az mı kandırdın beni.
Yıllardır aşkıma cevap vermezsin,
İstanbul; boşuna yandırdın beni.
Bıçağın dayandı artık kemiğe,
Fırsat mı tanıdın imdat demeye.
Tatsız ve tuzsuz bu susuz yemeğe,
İstanbul; ne diye bandırdın beni?
Kanmam gül kokuna her yanın diken.
O diken bileği var mıdır büken?
Birçoğu ayakta duramıyorken,
İstanbul; amuda kaldırdın beni.
Boğazın, denizin… her yer su dolu.
Sarnıç sağı besler, kanallar solu.
El alem su içinde ben pompa kolu,
İstanbul; sulara kandırdın beni.
Ulu bir çınardım, gururum vardı.
Kökler sapasağlam, gövdem duvardı.
Dalıma dokunmak namustu, ardı.
İstanbul; utanmadan devirdin beni.
Seninle yaşandı her şeyin ilki:
İlk sevap, ilk günah, ilk isyan belki.
Bir zamanlar kurttum, hiç yoksa tilki.
İstanbul; kuzuya çevirdin beni,
Yedin yedin doymadın, bitirdin beni…
Kayıt Tarihi : 20.4.2018 10:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!