İstanbul…
Gülhane Parkı’nda dönmekten
Yorgun düşen dansçı kadın.
Döndükçe eteğine yapışılan çığlık çığlığa
En coşkulu parkı tadılmamış heyecanların.
Sen dönedur İstanbul
Girift kaderini çizerek.
Kiminin kaldırır da bu hızı
Kiminin kaldırmaz havsalası.
Dökülür daha dolmadan zamanı
Ne yaprak kalır ne çiçek.
Sen dönedur İstanbul
Gündüzü geceye katarak.
Bu deveran yorulmak bilmez
Uykularında gezinir topuk tıkırtıları.
Hangi rüya peşindedir bilinmez.
Saatim, ayak seslerindir gün doğmadan.
Kuşlar ötüşmeden daha,
Köyümdeki horoz henüz uyanmadan…
Sen dönedur İstanbul
Binbir gece masalıdır seninle tarih.
Döndükçe eteklerine dolanan
Zamanda yolculuktur dönüşlerin,
Buram buram efsane kokan.
Hararetlenir de tekdüze yaşam,
Buğulanan akşamlarından.
Köpük köpük, dalga dalga,
Serinliktir yayılan mavi şalından.
Sen dönedur İstanbul
Sözden damlayan baldır adın,
Kalpten kalbe vuran seda,
Muştuna tutunan gönüller aşkına
Erip yüce lûtfa asırlar boyu,
O sevdayla dönüver dünden yarına.
Sen dönedur İstanbul
Sükûnlu ruhları alevlendirir de
Çılgın isyanları söndürür dönüşün.
Sana kapılanın, aç içinde
Derin girdaplar oyarak.
Ve seninle bir pervaneye dönüşsün,
İlham olsun seninle haşrolana,
Mevlana şevkiyle dönüşün…
Kayıt Tarihi : 21.4.2006 18:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!