İstanbul gene karşımdasın işte;
Saraçoğlu’nda maç mı var, ne?
Kız kulesi salmış saçlarını, serçe bir yele;
Galata yanar yıllardır,
Kavuşma hasretiyle;
İstanbul, hasret koyan beni bana,
Çıkmak için karşına,
Düştüğüm,
Sıyırma dikenli yollar;
Diplerini göremediğim yarlar,
Ve de,
Doruğuna çıkamadığım dağlardır;
İstanbul beni buralara bağlayan,
Kim bilir, belki şu an,
Ağlardır…
Elin oğlu gözyaşı mı döker?
Ne varsa elinde avucunda,
Önüme de sersen,
İstanbul ilk defa,
Denk olmayacağım sana;
Kendi ellerimle büyüttüğüm,
Gözlerini gözlerime katıp öğüttüğüm,
Yedi tepedeki gülüm,
Çocuksun daha…
İstanbul, sen sessizliğe muhtaç;
Ben kimlere hasret,
Gemiler kalkar,
Göz pınarlarımdan;
Seninkilere denk,
Ela gözlü yarlara,
Yaşanmamış sevdalara,
Ağla,
Ve sonra,
Sen de benim gibi,
Kendini feda et,
Olmaz mı?
Kayıt Tarihi : 22.3.2004 18:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!