ah yeşil benekli gövdem
aç susuz beklersin
dudaklarında nargilemin marpucu
gözlerin uzun bir denize komşu
kıyılarda gezer
işte ki istanbul bakar karşı kıyıdan
dehlizlerinde bizansın metaforları
koşar adım kaçar içlere doğru
derinlerin surlarından çıkartıp sorgucunu
ölür seve seve
bu kıyıda istanbul bekler dertsiz tasasız
ulubatlı hasan elinde fatih'in ondokuzuncu sancağı
yan kahvede altılı çalışmakta
yanında harbiyeden atılma deli hüseyin
dalmış pazar bulmacasına cumhuriyet'in
ah benim yeşil benekli gövdem
tutamadı annem seni yatakta
boyayıp kızıl beneklerini yeşile
atladım boğazın sularına
yüze yüze vardım kızkulesine
orada oturup resmini çizdim haydarpaşa'nın
ve merdivenlerindeki sivas'lı haydar'ın
yeni inmiş doğu ekisperesinden
hala sanmakta bu şehir tek bir şehirdir
ve kendi içinde yaşayan tek şeydir
dövünüyor annemse evde
yeşile çaldı kızamık, senin üstünde oynadığım oyun
kandırdı mavi gözlere kurban tarlabaşını
bir çocuk koşarak geçti erik sokaktan istiklale
'eve dön çocuk'
ah benim yeşil benekli gövdem
bırakalı ne çok oldu seni istanbul denen musallada
ellerimin üstünde artık ölü deri hücreleri
gözlerim armağan başka kentlere
sense bakadur fenerbahçe'den denize
Kayıt Tarihi : 6.1.2009 16:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hakan Bintepe](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/01/06/istanbul-1072.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)