Bu şehri görmeden evvel,
Hakkında neler düşünmüştüm neler! ...
Hayaller kurmuştum kendimce,
Senaryolar yazmıştım düşlerimden.
Bir İstanbul filmi çekmiştim uzaklardan çocuk saflığımla.
Hem de başrolde oynamıştım ben...
Gülhane parkıydı ilk çekim yeri.
Asırlık çınarlar büyülemişti beni.
El ele dolaşan aşıklardan,
Güle oynaya koşan çocuklardan çok etkilenmiştim.
Bu filmi onlarla birlilikte yapmayı önermiştim,
Kabul etmişlerdi.
Hatta aralarından bana bir rehber seçmişlerdi! ...
Benden önce fark etmişlerdi henüz şehri tanımadığımı
Ve ben gizleyememiştim ne kadar çok duygulandığımı...
Sonra Sultan Ahmet meydanına çıkmıştık ekibimle.
Yüzlerce turist vardı yerli yabancı,
Gülüyorlardı.
Hayranlık ve ibretle bakıyorlardı çevreye pırıltılı gözleriyle
Belli ki İstanbul’u çok seviyorlardı!
Hem,
Sağ olsunlar,
O tarihi mekanda çağdaş oyuncularım oldular.
Ne beni yordular,
Ne de para sordular...
Bu arada oyunumun bir parçasıydı sanki rehber.
Önceden mekan belirleme zahmetine girmemiştim ya,
İsabet olmuş meğer.
Beyefendi önerdi,
Hep birlikte yürüdük Eyüp sırtlarına...
Bir sonraki sahne için hazırlıklar başladı.
İmrendim orda insanların Haliç sevdasına,
İstanbul aşkına.
Yardımlaşmayı gördüm sonra,
Dostluğu gördüm.
Birbirlerine saygısını gördüm yaşlıların gençlerin.
İçlerindeki yaşam sevincini okudum yüzlerinden çocukların.
Güveni de sardı ya beni böylesine kalabalık bir şehirde bulunmanın!
Çok keyiflendim.
Sindi içime her karesi o filmin,
Her sahnesi bir başka güzel oldu...
Akşam yaklaşıyordu.
Ertesi günü planladık hep birlikte.
Ortaköy'de buluşacak,
Boğaz'ı teknelerle aşacaktık.
İstanbul'a bir de Çamlıca'dan bakacaktık! ..
Ben İstanbullu olmanın hayaliyle yanarken kızıla boyandı deniz.
Manzarayı görseydiniz,
Büyülenirdiniz...
Tam o sırada haykırdı rehber
Galata kulesini gösterdi parmağıyla.
Gün batarken, bir de oradan bakmalısın dedi manzaraya!
Ürperdi içim
Uyandım! ..
Erkendi halbuki!
Vaktiyle bir İstanbul akşamı hayal etmiştim yine fotoğraflardan yola çıkıp,
O çok daha uzun sürmüştü sanki...
Boğaziçi'nden görmüş hayran kalmıştım gün batımına
Güneş ufukta asılı kalmıştı geçen zamana bakmadan
Ve ben,
Galata’ dan boşluğa bırakmıştım kendimi hiç gözümü kırpmadan.
Hatta Kız kulesine süzülmüş,
Dört yanı İstanbul dolu bir akşamı bile tatmıştım yarım bırakmadan...
Üzülmüştüm elbet filmimin yarım kaldığına!
Fakat sonraki her dalışta bir başka dünya,
Bin bir farklı tat bulmuştum İstanbul’da
Bugün gibi hatırımda!
''Stres icat edilmemişti daha,
Para pula hiç ihtiyaç yoktu.
Gelecek kaygısı taşımadan yaşıyordu insanlar,
Herkesin karnı toktu.
Yine kış geceleri soğuktu belki,
Ama bir güven vardı bizleri saran.
Samimiyet vardı yürekleri ısıtan!
Yalnızken kurduğum düşlerde bile,
Haberim yoktu yalnızlıktan...''
Peki şimdi?
Şimdi yıllardır İstanbul’da yaşıyorum!
Boğaz köprüsünden yüzlerce defa geçtim herhalde.
Ben bu şehre yerleşince aynı gözle bakmamışım denize,
Kız kulesi duruyor mu yerinde? ..
Galata’ dan da görünür, biliyorum,
Peki,
Peki O şimdi nerde? ...
Fırsat bulup çıkamadım işte!
Hani vaktiyle param yoktu desem acırsınız.
Şimdi zaman bulamıyorum desem yalan olur.
Arasam süslü bir bahane bulunur belki
Ama gelmeyin üstüme!
Gelmeyin ne olur...
Korkarım isyankar oldum gece gündüz çalışmaktan.
Oysa gurur duyardım ilk zamanlar
Bu yoğun tempoya alışmış olmaktan...
Yıllar yılı uğraştım tutunmak için hayata,
Belki bir ömür tükettim.
Malım mülküm oldu sonra,
Hesabını bilmediğim param da.
Fakat şimdi bir sokak çocuğuyum adeta!
Yapa yalnız, çırılçıplak,
Gençliğine acıkmış!
Hatta firarda gönlüm,
Güya para iktidar olmasaymış İstanbul'da,
Okuyup doktor olacakmış.
Ve en mutlu günlerini İstanbul'da yaşayacakmış...
Aaaah Istanbul!
Belki de kusur bende,
Anlayamadım seni yeterince!
Ya da İstanbul dedikleri bu karmaşık bilmece! ..
Fakat söz veriyorum size!
Anlarsam anlatırım belki bir başka seferde
Çünkü ben İstanbul’dayım ama,
'O' İstanbul yok artık bende...
(devam edecek)
Abdullah YüceKayıt Tarihi : 6.12.2003 12:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
''Çünkü ben İstanbuldayım ama
O İstanbul yok artık bende''
Bu şiirde yüreğimi ısıtan bir samimiyet buldum ve beni gülümseten şeyler.
Dizelerinden akan kelimeler, duygular..!
Sadece sen değil,
Hepimiz varız o karelerde.
Filmin devamında....
Dertler,sıkıntılar hep aynı amaç uğruna.
Yaşama tutunmak adına.
Ne olursa olsun,
Ne yaparsak yapalım,
İstanbul değişmez.
Değişen,
Bizler, duygular olur.
Asıl zorluk ta değişenleri geri getirmektir.
Teşekkürlerimle,
Mehmet KALAY
TÜM YORUMLAR (5)