(...katil önce renkleri yırtar, sonra sokakları ve şehirleri)
şimdi ne o renkler vardır ne de o sokak ve şehir...,
ama bildiğim bir sebeptendir,
ben hala aynı yokuşu tırmanıyorum, günümü taşıyarak sonsuzluğa
pusula gündüzde ise kırlardayım daima, geceyse tam zifiri karanlık
ve henüz tatmadığım bir duygudur yalnızlık.
toplarken çiçek tozlarını kırlardan ve karanlıktan yağan göktaşlarını
öyleyse nedir bu çaldığım kapılar açılmazmış gibi, içimdeki iç sıkıntısı.
ah anladım.., sakladığım yerde bulamadığımdan olmalı,
kapı numaralarınızı.
(...sonra sıra sevilen seslere gelir, katil siler hepsini birer birer)
siz şimdi benim belki ismimi bile unutmuşken...,
oysa görüyorsunuz işte ben,
ne güzel bakarım gözlerinize, sizi sevdiğimi size söylerken sessizce
şimdi yokluğunuz sarılır ellerime, ama gene de bir tarifsiz sıcaklık
der ki korkma mümkün değildir böyle ayrılık.
dinle bak duvarlara sinmiştir çaldığı türküler, teli koparılmış sazların
yani hiç hükmü yoktur, katil hükmündeki kararnamede yazılı olanların.
hala ne duruyorsunuz, gelin artık yanıma geç kalmayın,
beni sessiz bırakmayın.
(...ve katil dolaşır düşünce harmanlarında son olarak, elinde orak)
sanır ki sabaha varmadan hükmü infaz zamanıdır...,
ancak yanıldığı bir şey vardır.
yaşanan bütün geçmiş bir anda, çevrilmiş olsa bile, bilinmeyen dillere
nice türküler işlemiştir ki çentiklere, yaşanan her şeye bir başka aşık
işte bunun da sözlük karşılığıdır; müebbet tutsaklık.
bu tutsaklıktır voltayı canımın içi, artık olmayan o yokuşlarda attıran
ve duyulmayan seslere kırlardan çiçek, göktaşlarından renk toplayan
bu tutsaklıktır işte, zaman denen katile meydan okuyan,
ve bir zafer marşı gibi, ıslıkla çalınan….
...
/Bu arada, elindeki orak pas tutmaya hazır sıkıntılı bir çift gözün saklandığı yerden beni izlediğini hissediyorum. Hissediyorum ama hiç aldırmıyorum. O an ilk aklıma gelen ama hepimizin bildiği, belki de beraber söylediğimiz şarkının melodisi ıslık olup düşüyor dudaklarımın arasına. Ve gülümseyerek devam ediyorum volta atmaya. O yokuşta…../
Cevat ÇeştepeKayıt Tarihi : 20.6.2011 08:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
-katil zamana karşı, sonsuzluk mücadelesi…
ve duyulmayan seslere kırlardan çiçek, göktaşlarından renk toplayan
bu tutsaklıktır işte, zaman denen katile meydan okuyan,
ve bir zafer marşı gibi, ıslıkla çalınan….
Yürek sesinizi kutlar selamlarımla.
TÜM YORUMLAR (87)