Issızlıklar Feneri
belki kırgın sulardım
kendini taşlara çarparak akan
sonra durulan
yorulan
belki dünyadaki asli görevim
durmaksızın düşmekti
yüksek rakımlı aşksızlıkların uçurumundan
belkemiğinden mızraklanmış
masal kahramanlarından
ve gülleri yolunmuş aşklardan
yaşanmamış ne kadar düş varsa kalan
heybemde taşıdım onları
bir kenara atılmış zamanlardan
orada melek gibiydi şeytan
ve şeytan gibiydi melek
eğme saçlı rüzgardı yar
yıldızlı gözleri vardı
parmakları ışığın kamaşmasıydı
geceydi
yıldızlar kaydı
sağanak sağanak küheylanlarla
hayaletler gibi geçtim
terkedilmiş destanlardan
süt içtim ceylanlarla
ayın memelerinden
bildiğim
ben bütün yarım öykülerde
bir türlü bulunamayan yitiğim
yalnızlıktan zift kesilmiş göklerde
şehvetle karanlık gece
bir nemli bakışla
yarılmış sabır taşıyım
ve kavlarken kuduz çığlıklarla rüzgar
ben orada
en öksüz bulutun
camlara inen gözyaşıyım
atılmış tüm zamanlardı
yağmurlu dizeler fısıldardın
ben seni
bir papatyayı tutarkenki parmaklarından sevdim
bir yaprağın
ağır
ağır
düşüşü
gibi
yaşadığın yollarda
ağır ağır gidişini bilirdim
ayaklarını
sulara sallayışını
ve suskunluğunun dürüsünde saklanan sırrı
nasıl bırakır gözlerin dalgalara
ben seni
gülmeğe
ağlamağa
öpülmeğe
hazır dudaklarından sevdim
kelebeğin uçmasındakine benzer bir narinlikle
kendi hikayesini arayan bir düştün
bir şiir sebili kalbin
öyküsü uçurumlara yazılmış yaban gülü
hangi yarım türküyü kanatır akşamlarda
sahibini bekleyen
bir düş gibi yaralı
bilirim
zağlı yürek
çakmak taşlarından almış hıncını
çakır çakır dalgalara çarpmış bağrını
ben mi
ıssız uçurumlarda
dalgaların kucağında
kendi yalnızlığına yanan
unutulmuş deniz feneri
2007 adnan durmaz
Adnan DurmazKayıt Tarihi : 25.10.2007 04:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!