İsraf Haramdır - Garip Çoban

Engin Demirci
938

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

İsraf Haramdır - Garip Çoban

Böyle olursak anlatmaya lüzum yok. İnsanlar anlar.
İnsan için felaket, yalnız kalamamasından gelir.
Herkes iyiyi kötüyü fark eder.
Ve müslümanlığa rağbet besler.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Ama siz güzel numune olmadan,allame-i cihan olsanız, faziletler en güzel kelamlar ilimler sizde olsa hâliniz bozuksa insanlara zarar verirsiniz. İslamiyet’e de zarar verirsiniz.
Bizim bilmeye değil, sevmeye ve inanmaya ihtiyacımız var.
Zaman zaman içinde ey gönül.
Ben bilmem, yaşayalım hayr’mı, şer’mi görelim.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Evvela iğneyi kendimize batıralım.
İyi bir müslüman olmaya, müslümanları sevmeye ve hatta sevilmeye çalışalım.
Nefsimize zor gelen şeylere veya nefsimize zorluk verenlere dua edelim.
Yok bir sevgilim, bir dört duvar,
ne de bir iklim, gönlümce.
Bütün kendimi adadıklarım, ömrümce
ansızın zenginleşip beni harcamaktalar.
Kalbinin nurlanmasını istiyorsan, kızdıklarına dua et.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Böylesi bir niyazla hu hu’lara karışırken aminler.
İçinde benliğimi kaybettiğim derin bir sessizlik.
Rüzgarla gelen, rüzgarla giden bir koku.
Geceye salıverdiği saçlarıyla.
Ve bir gece şems vakti o gönlümdeki limanda.
Sayısız yüreği rüzgârın, çırpınıyor sevdalı sesizliğimizin üstünde.
Ve göz kırptığında dolunay.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Çocukları için koyacağı isimleri sorardı Zöhre yıldızına.
Temiz olsa gerek.
Bir dua bile bilmezdi.
Artık itiraza mecalim kalmadı, içimden gelen bu sese teslîm oluyorum.
Dilimden söyleyen sanki ben değilim artık.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Yalnızca onu sevip sevmediğini düşünsemde.
Öyle özgürdü ki, ne olmuş öyleyse dedi bir ses.
İşte o kadar yürüdü ben yetişemesemde.
Güneşin her doğduğunda yüzündeydi yüzü.
Gani’den dilenmesini bilene fakirullah derler.
O’nun muhtacı olduğunu asla unutma, unutturma!..
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Aylar yıllar geçti ilk ağladığın günden bu yana.
Bir mevsimdi, başını kaldırdığında uçup giden.
Çınar ağaçlarının hepsi kesildi.
Dut, erik, elma ağaçları kurudu.
Zeytinlerin, üzümlerin rengi değişti.
Beybeyaz ve uzak dağlar duaksız kaldı.
Ama bilirim insanın ne düşündüğünü.
Bir kabir başına gidin, kendinizi arayın.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Öptüğümü de unuturdum alnından.
Sonra baktım, sanki hiç yoktu insan insanda.
Ve artık kendi kendine konuşuyorsun, fetvâyı kendinden alabilirsin!..
Sardım onu, solgun bir aşktı.
Bırakmayın, yoldan çıkarmasınlar siz.
Korku neden?..
Karadut ağacının altında sessiz anılar.
Olmasaydı o bulut.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Ve üstümüzde güzel yaz göğü.
Geri dönüş yok.
O da çok beklemez.
Yarın gelmeyecek gözyaşlarımı görünce.
O bulut vardı uzakta.
O seven ve el-Vedûd, yani sevginin ayrılmaz özelliklerine ve şartlarına bağlı ve sevgisi sabit olan­dır.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Bununla birlikte hakikat birdir.
Çünkü burada el-Vedûd, aynı zamanda dilediğini yapan demektir.
Bu ilâhî uyarıda ne hoş ve sırlı bir durum olduğuna bakınız!..
De ki, Rabbim benim bilgimi arttır..[Taha:114]
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin, bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık.
İşte “El-vedud” olandan bize varis kalan bu muhabbet sermayesi, merkezinde.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Mevlâ yoksa, nereye yönlendirilirse yönlendirilsin, hakikatte zayi edilmiş ve israf edilmiş olacaktır.
Öyleyse gönlümüzün muhabbet kıblesini Mevlâ’ya yöneltmek ve O’nda daim kılmak için, sürekli “Sevgini istiyorum Rabbim!..
Seni sevenin sevgisini ve beni senin sevgine eriştirecek amelin sevgisini de Sen’den niyaz ediyorum” diye huzurda niyaza durmak vaktidir.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

İnsa­nın dışındaki her şey O’nun hamdini tesbih eder.
Çünkü Allah’ı gör­memiştir ki sevebilsin!..
Allah insandan başka hiçbir yaratılmışa el- Cemil isminde tecelli etmemiştir.
Bu nedenle insan sadece Rabbini veya Rabbinin tecelligâhı olan birisini severken bütünüyle sevgisinde fani olarak kendinden geçer.
Aklı işten atıp hevesi kovduk…
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Sen de fanî güzellere iştiyak var, bir özlem var.
Bu ise puttur.
Sen kendini kendinde bulur.
Ve kendin sevgili olursan, sende özlem kalmaz.
Sevgi sevileni tanımayı gerektirir. İçimizden bazı kimseler dünya hayatında O’nu tanır ve bilirken, bazı kimseler, herhangi bir şeyi seviyorken ölene kadar O’nu tanımazlar.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Perde kalktığında Allah’tan başkasını sevme­diği ve yaratılmışın adının kendisini perdelediğini anlar.
Nitekim insan dünyada bir şeye ibadet eder.
Fakat bilmediği yönden sadece Allah’a ibadet etmiştir.
Bununla birlikte onun mabudu Menat, Uzza, Lat diye isimlendirilmiş olabilir.
Ölümle birlikte perde kalktığında, sadece Allah’a ibadet ettiğini öğrenir.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Hakk yolunda kardeşim, pir yolunda sırdaşım, nur-i çeşmim (gözümün nuru), haldaşım, pek kıymetlim aşk.
Cenâb-ı Hakk maddi ve manevi afiyetle dâim ve kâim eylesin.
Allah sonumuzu hayreyleye.
Evvelâ size lazım olan tedbir şudur ki: İlmi olmayan, hâl yoluna sülûk etmeyen, öğrenmek için değil iddia için soru soran kişilerden uzak durunuz.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Lâkin yanlış konuşmalarına da müsaade etmeyiniz.
Kendini gösteren aynada, yeniden doğacak kıvamda aşkın yüzü.
Allahım yaratılışımı güzel eylediğin gibi ahlâkımı da güzel eyleyiver.
Aynada vech-i şeriflerine nazar buyurduklarında böyle okumak imiş âdeti.
Sûretimi (zâhir) en güzel kıvamda boyadığın gibi siretimi de (bâtın) en güzel kıvamda, "İnsan"dan kasdın ne ise [Ve muhakkak ki sen, gerçekten yüce bir ahlâk üzerindesin! Kalem:4] nasıl murad ediyorsan öylece boyayıver Yâ Hu.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

En sevdiğiniz, hiç bir ricasını kıramayacağınız.
Bir kere de benim için aynaya bakar mısın" dese hem bunu kâse-i ömür dolarken bir değil bin kerre söylemiş olsa dönüp bir kere de bu niyetle bakarsınız değil mi?..
Hayatınız boyunuzca, aklınız başına geldiğinden beri kaç kere aynaya baktığınızı hiç düşündünüz mü?..
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Peki elinize o telefon geçtiğinden beri (yoksa yapıştığından mı demek lazım) kaç selfie çektiniz?..
Kişi sadece şu anda yaşarsa, anla birlikte geçip gitmeyi göze almış demektir.
Muvakkaten gözüktüğümüz sûretimizle (kendimin aynadaki yansıması) her karşılaştığımızda "gaye insan, ufuk peygamber ne buyurmuşsa onu' yapsaydık, her aynaya bakışımızla, şu kırk yıldır kaynadığımız kazanda, çoktan O'na (kesretten, vahdete) dönmüş, dönüşmüş olmamız gerekmez miydi?..
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Geç kalmış da sayılmayız hani, bir kere uyanmak yeter.
Rüyanın bitmesi için, her şey taze bir niyete bakar: şimdiden tezi yok.
Hak Dost'un güzelliği güzelliğimiz olsun, O'ndan bir rengi hayatımıza nur versin yâ hû.
Bu yüzden hala sürüyor savaşlar içimizde, bizi birbirimize esir eden.
Ne istediğimizi bilmeden ardına durduğumuz saflar, kimin yanında olduğunu bilmeden yürüdüğümüz yollar bu yüzden.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Alemlere rahmet suretinde gözüken Nûr'un , "güzel ahlâkı tamamlamak" için gönderildiği itirafını, ayna bilenlerden eyle "yâ men hû"
Yüreğimiz iki kanatlı şimdi bir yanımız hicret, bir yanımız şehâdet.
Ayna ortada, hatlar açık, her nazarda bir olup birlikte birikelim birliğe "yâ men leyse illâ hû..
Muhabbetli ve pek gayetli gönlüm.
Vahdet-i Vücud, cüzz, küll, vahdet-i şühud gibi mevzular, sadece ham sofuların ağzında dolaşan sözler olmaktan çıktı.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Artık avam dahi bu gibi mevzularda fikir beyan etmeye başladılar.
Hakk Teala’nın zikriyle dillerimiz ve nefislerimiz kurusun.
Kalplerimiz ve gönüllerimiz nurdan pınarlarla dolsun.
Habibinin zikriyle ruhlarımız coşsun, demler, sâfalar ziyâde olsun.
Aşkullah ve aşk-ı Resulullah ve muhabbet-i evliyâullah an be an ziyâde olsun.
Dualar ve niyazlar indallah makbul ve hatta mergup kılınsın.
Allah Teala’nın selâmeti, afiyeti, bereketi ve rahmeti sizin ve sevdiklerinizin ve mü’minlerin üzerlerine olsun.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Yüreğimiz iki kanatlı şimdi bir yanımız hicret, bir yanımız şehâdet.
Güzel günler bizi bekler.
Kurtar beni ey aşk!..
Daha fazla ölemem.
Eyvallah dersin olur biter.
Bir çığlık bile kopmayacak paramparça, dudaklarımdan.
Nereye gidebilirim içimin cehennemi tutuşunca?..
Dile gelmeyen acı, kalbe yüklenir ve kırar onu.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Son mektup.
O şafak vaktinin cihangiri.
Bu iki kelimeyi yazarken, kalemimin ucu kırıldı!..
Bu gönüle şems vakti gecenin çobanları.
Yeni bir kalem gelinceye kadar harfleri kelimelere, cümlelerle b/eklemem gerekti.
Başımı ellerimin arasına alıp bekledim.
B/ekledim ve d/üşü(n)düm.
Mümkün mü bu?..
Bunları yazan ben miyim?..
Bu s/onsuz seyahate çıkan ben miyim?..
Ah sevgili iki g/özüm.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Yürek ne yapsın ey vefasız yar.
İçimde saçının, bir tutam telinin kokusu.
Hep benimsin sandım, nasılda kandım.
Candan öte canım vardır.
Ötesi okyanus herkes için yalnızlığa.
Halbuki aynı sevgiler.
Aynı dalgalanmalar.
Aynı şiirce fertler ve dertler ve rüyalar.
Akıllı bir sessizlikte, yorgun argın uykusunda olmasa insan.
Her şey canlı, bit pazarındaki anılar gibi.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

İşte gördünüz ya!..
Neden diye sordu Aklı Kıt Adam.
O zaman padişah hizmetkarını süzdü.
Eğer şimdiden başlamazsam, korkarım hiç bitiremeyeceğim dedi Deliler Şeyhi.
İnsanlığa ne oluyor anlama telaşındayız.
Tutuşup c/an veren pervanelerde.
Yüzü çabuk unutulur demişlerdi yaşayananların.
Hoşçakal diyor, uçup gittiği zaman.
O gecelerden gündüze çok şey kalmadı aklımda b/aşka bir şiirden.
Biliyor, bir ikincisi yok bekleyen.kabirde.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Keşke elindeki, hep derdin olsam.
Aldım senden sevgimi.
Bir katre sevgiyi bana çok gördün.
Candan öte canım vardır.
Birbirine yalan söylemekte yarışan insan ne düşünüyor.
Acılarım coşar köroğlu gibi.
Sevgim boşa mı yandı mecnun gibi.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Bak yine gelmedin, geldi gül mevsimi.
Candan öte canım vardır.
Gonca güller hep açtı.
Nergisler hep kokunu saçtı.
Sevmedin aşk neylesin.
Bu dert ile nereye gidebilirsin?..
Akşamlar savaş alanına dönüştüğünde.
Gülün dikenlerine yenildiği gibi gönül.
Haberi uzaklara taşıyan bir duan varsa.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

O zaman acıların kaldığı yerde.
Dost ile düşman yanın sessizleşir yüreğine.
Şems vakti, gel yârim ol demedim mi?..
Aşkınla yanarken neredeydin sen!..
Teraziye koyma gereği yoktur yüreğimin.
Benim yüzümü hiç güldürmesende gidemedim yar.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Kim verebilmiş çabuk çabuk yılların hesabını.
Dünya sofrası birazcık yedin, birazcık misafir oldun.
Nerden geliyorsun peki?..
Anımsamaz kim olduğunu belki.
Nerdeydin dün gelmeden önce bugün?..
Suyun ya da ormanın uğultusunda.
Gizli, uçup giden zaman.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Zaman bu hatırlatır kabir ziyaretlerinde.
Yüzü pek gülmez demişlerdi insanın.
Çabuk unutulacağını bilir kendisi de.
Ve onun için rüzgarın getirdiği.
Aşkın götürdüğü kulaktan duyduklarım.
Şems vakti gökyüzü sonsuz bir serinlik sunar.
Sevgiye solgun insanlar hep bahar yorgunudur.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Rğzgarlar yukardan gelir ahlakıyla.
İsim verme, yalnız o ulu ağacın yapraklarunda gezinen kelebekten öğrenir aşık sadakati.
Gövde hafifler suda, gönülde yok olur.
Duasıyla sudan çıkıp gökyüzüne çıkan için aşk rüzgardır.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Şu feleğin derdi.
Bir haykırış gecenin geç saatlerinde.
Tutuştu sinem, dünyanın bir başka ucunda mülteci yanım.
Bırakmazlar ki, insan gökkubeden seyretsin kendini.
Rahat bir soluklanma, bin el inançla birleşsin.
Bir çığlık, eski bir duayı söyledi.
Her iki yanda güneş, şems vakti ortada garip.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Soğuk gecelerde yalnız yetim analar ağladı.
Kalbi karanlık insanlığın.
Gecedeki bulut gibi solgun beden.
Ah sen!.. İnsan.
Bilinmez ne oluyor, tırtıl olunca kelebek.
Üşüyen köpeklerin, yaprağa durmuş Nisan.
Aşk sayıklamaları heyecanlı kargaşa arasında.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Gecede bulutun şarkısını dinliyor gecenin çobanları.
Dem bu dem huu’lar meclisinde.
Çırpın bir gülümse çocukca.
Pırıltısını yitirmiş surette insan.
Kuş sürüsünde uyan, utan ve şükret.
Ay suya düştü heyhat.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Gecenin çobanlarından b/aşka yazan kalmadı.
Ben seni severken sen beni hep kahret.
Dünyalık değil, ahiretlik seveceksin arkadaş.
Neyin var ey kişi!...
Siz baktığınız o yerden zamanın ruhunu nasıl tarif edersiniz?..
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Gençlik günlerimden bir pazar günüydü.
Kara tren yol alıyor şems vakti yürekten.
Ve bir şarkı söylüyordu hasrete çocuğun gülümsemesi.
Ve bozulmamış gecelerden.
Ölülerle dolu şehir arasından, mutlulukla dolu an’.a.
Şimdilerde zehirli bir sarmaşık gibi insanlık.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Leylaklar, zambaklar, safran ve gül gibi kokmuyor.
Nasıl yumuşacıktı nehirler.
Ne güzel toprak kokardı insan.
İnsanın tohumundan çıkarıp attılar insanı.
Güllerin şarkısına hasret gelip dayandı.
Ve doğmamış çocuğun!..
Yetim, öksüz ve mülteci gülümsemesi henüz ıslaktı.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Ve hepimizin mirasçıları gibi.
Ah şu aşk yatağında uyuyanların gönül sesi yaşama sevincimiz.
Ve b/aşka her şeyin feryadında gözyaşı.
Gördüğüm ağacın altında tomurcuk dolu.
Dünyayı ölmüş gördüğümden beri.
Ve perdelerin arasından süzülen ay.
Düşündüm düşümden sarılmışken duaya.
Ah beni bu aşkın içine gömsünler.
Ve düşündüm öldüğümde her şeyi.
Bir b/aşka 23 Nisan’ da güllerin geçidi.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Her insan kendi adasında yaşarmış.
İyimser insan, sözün acıydı bala.
Her insan kendi dilinde konuşur.
Kaç gece dolaştın durdun teheccüt vakti çoban yıldızının peşinde.
Düşkırıklığı içinde dünyaya aldanmışız.
Ve özveri gösterdiğinde bir kadın erkeğine.
Gözyaşları içer bir kahve fincanıyla.
Kimsenin yerinden kıpırdatamadığı bir tat bırakır dualarla şems vakti gönüle.
Eveli ve ahiri hoşgörülüdür aşkın.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Yürek yarası bir gönülün arkadaşı.
Ve ne denli Bilge sestir yârdan gelen duası.
Düşkırıklığı ve incinmede olsa hayat.
Duygulandırır onu bir özveri.
Bir insanı ancak onu ümitsizce seven tek yönlü olan tanır.
İçimize güneşler bırakan nal sesleri gibi dualar.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Kendimi kaybettiğimi düşündüğüm zamanlar hep buraya gelirim.
Kendini bulmak için mi?..
İyi hissetmek için gidilen yerler var.
Ben buna inanmıyorum..
Sadece kötü hissetmemek için gidilen yerler var.
Nerden çıktın karşıma böyle ey yar.
Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde.
Yani hayır, kendimi daha fazla kaybetmemek için geliyorum buraya.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Kırlangıçlar geldiğinde insan gözlerini kapar.
Bilir insan sıcaktır kalbe akan duygularda.
İçinde bir balık yüzmüştür.
Sessizce yatıyoruz suyun içindeki çamurda.
Yalnız içinden yüzüp geçtiğinde balıklar içimizden.
Duyumsuyorum güneşin tembelce uzandığı vakitte.
Kim bilir hangi gönüldür küçük göl üzerinde ışığındaki dua.
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Kim bilir akşamların divanını.
Bütün organları dağlanmış insanluğın.
İnsan her şeyi yapmalı ve yaşamalımı?..
Dedikoduyla akmıyor deredeki su.
Irmakların taşıdığı sancılara dek sonranın solgunluğu.
Ve çalıların üstünde bir kuş.
Bütün nesneler nasılda duada aşkla.
Size nasıl yararlı insan ve doğa!..
Hak erenler şahit olsun ki; biz vefa’ya itibâr edenlerdeniz.

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 26.5.2018 00:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bismillahirrahmanirrahim Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygambere hep salât (rahmet ve senâ) ederler. Ey imân edenler!.. Siz de O’na salât edin ve tam bir içtenlikle selâm verin. (Ahzâb 56)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Muhammet Çal
    Muhammet Çal

    Yürek sesiniz daim olsun üstat. Vurgu ve ifade bütünlüğü ile harika ve nasihat gibi güzel bir şiir okudum. Günümüzün hastalığı olan israfa vurgularınız da ayrı bir güzellikte Kalemin var olsun.Saygılar.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Engin Demirci