Şüphe yok İSRA ve Mİ’RAC mucizesi peygamberimizin en büyük mucizelerinden birisidir.
Ehli- sünnet bilginlerinin çoğunluğuna göre, Peygamberimizin aynı gecede hem ruh hem de bedeni ile uyanık olarak gerçekleştirdiği bu mucize, aynı zamanda gerçek müminin imanı için bir mihenk taşı olarak da, O’na ve onun şahsında ümmetine verilen emsalsiz bir hediyedir.
Bu muazzam mucize neticesinde; 'Bunu o söyledi ise, ben şahâdet ederim ki söyledikleri doğrudur' diyen Hz.Ebu Bekir, 'SIDDIK' lakabını alırken, ne yazık ki yeni müslüman olmuş bazı sahabeler de müşriklerin ve şeytanın aldatmacasına kanarak imanlarını koruyamamışlardır. Özellikle Ebu Cehil’in elini başının üzerine koyarak, alay etmesi ve etrafındakileri de bu eylemine teşvik etmesi ise onun safının belirlenmesindeki ölçütlerden biri olmuştur. Bu iki hakikatte de günümüz insanları için çok büyük anlamlar vardır.
Yüce kitabımızda, Mescid-i Aksâdan başlayarak semânın bütün tabakalarından geçip tâ İlâhi huzura varması olan Mirac’ın ikinci ve en yüksek hali Necm suresi, (7-18) ’de
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,