Bir gün
Ellerini soğuktan oğuşturup, sobaya yapıştıysan.
Yarınların endişesiyle, avuçlarını çenelerine dayadıysan,
Torniston elbiselerinle, sıvasız duvarlara yaslandıysan,
Ve eski resimlerin üzerine gözyaşı akıttıysan,
Beni o zaman anlarsın.
Tek buluşma yerimizdi, Dilek Ağacı
Yağmur sırılsıklam ıslatsa da
Dilek tutardık, dallarına yemenili çaput bağlayarak
Ve ebedi vuslatımıza ağlayarak
Ne bilirdik yaptığımız işin hurafe olduğunu
Hüznün ortasındayım yine
Bir mutluyum, bir mutsuzum
Bugün senin doğum günün
Bundandır kanayan sızım
Hediye ettiğin o çakmakla yaktım mumları
Efkârından hüzünlenip de, bir sigara yak
Al albümünü eline, geçmiş resimlerine bak
Canlandır sevgilini duvarda, kafana tak
İmkânsız aşk dedikleri, bir çıkmaz sokak
Yağdırmazsan yağmurunu, çöldür kurak
Yeşilini koru, muhafaza et doğanı
Kurak kalmasın, ağaçlandır ovanı
Bir elinde fidan, doldur boş kovanı
Yardımcın bulutlar, hemen ağaç dik
Bitkiler toprak ve yağmurdan oluşur
Puslu ve sisli bir maziydi
Mugayir hayallere gaziydi
Her olacak şey yazıydı
Ve teslimiyete razıydı
Bu ahmak aşık
Kuşların hükümdarı, Zümrüdü Anka
Bilgi Ağacı’nın dallarında
Umutların kesildiği an da
Süslü tüy kanadıyla
Kaf Dağı’nın arkasında
EY OĞUL
O, saf yüreğinle ve pamuksu minik ellerinle tutardın elimi,
Gülümserken meleklere, büyümüşlüğün süslerdi hayalimi,
Ey oğul, büyüyüp de delikanlı olsaydın derdim,
Derdim de, sevgini kalbime batırır gömerdim.
Büyük olur, erkek gibi erkeklerin yüreği
Düşünmez ölümü, verir aşka her şeyi
İhanete bürünür, anlatmazsa gerçeği
Zor geldiğinden, erkeklerde ağlar
Ender olur, hakiki erkek ağlaması
Duvar
Soğuk duvar
Yıllanmış arkadaşım
Gece yatarken, sana bakar yatarım
Sabah kalktığımda sana bakar kalkarım
Şu kadersiz yüreğime, ne ağıtlar yakarım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!