Yok bundan sonra ne şiir ne de şair
Ne varsa terk ettim sana ve aşka dair
Bırak hüzün benim olsun tüm mutluluk senin
Hoş bir sedadır içimde kalacak zahir
Hayalde sen mi vardın o sen miydin sevgilim
Körfez yine ışıklar içinde
Gece ile yan yanayım
Bayraklı’dan bakıyorum sana
Karşımda hep sen yine sen
Gelmeyen sonbaharda ılık bir akşam
Hava sanki limonata
Ben aşkı kâğıda yazdım
Yazılmaz dediler
Su gibi uçar gider
Dikene kan batırdım öyle yazdım
Yapma kırmızı gül vefasız dediler
Koca Yusuftu o dağ gibiydi
Zirvede erimeyen kar gibiydi
Ah benim büyük pehlivanım
Gitti ebede ezel gibiydi
Dünyayla güreş tuttu
Aynı sandalın içindeyim
Ay ışığı avucumda
Deniz lacivert ve sakin
Aynı mehtabın altında
Geride kalan
Sensiz bir ömür
Yoksun sarılsam öperek koklayarak
Onlar ki iki zeytin tanesi
İçine düşsem gözlerine bakarak
Gurbet mi hasret mi işte sana yazdım
Hem kalem hem kâğıt bir de gözyaşı
Düştük gece mavisi bir ummana
Çıkmak istesek de yetmedi gücümüz
Felek itti bizi bir uçuruma
Kelimeler kifayetsiz kalmadı sözümüz
Yaşamak sana susamaktır
Zeytinim
Zeytin fidanım
Zeytin ağacım
Zeytin dalım
Zeytin yaprağım
Zeytin çiçeğim
İzmirin efesi var Erzurumun dadaşı
Nene Hatun geliyor elinde al bayrağı
Zeybeklerden selam olsun Palandökene
Korkma eğilmez Türkün başı
Doğusu batısıyla bütün Türkiye
Marmara denizi tam altımda güneş üstümde
Dalgalar kervan olmuş bir bir geçiyor önümde
Aşklar köpük köpük sayısız ama sen bir tane
Su hırçın ben dalgın seyrediyorum hayalimde
Esen tatlı rüzgâr mı yoksa ılık nefesin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!