Ne zalimdir bu gurbetin ocağı
İnan vallah değil ana kucağı
Yıkar tatlı pişen yemek ocağı
Tükettin ömrümü zalim sen gurbet
Vay şivan düşmüştü o gün gönlüme
Çünkü sen bizleri yaktın be kardaş
Azrail’i saldın benim ömrüme
Gönülden yakmıştın beni kardeş
Topraklar yeşermez güller açmazdı
Nehirler fışkırıp coşkun akmazı
Anne evladına asla bakmazdı
Sen gelince baktı ya Resulallah
Kisranın sarayı durmuş ayakta
Titriyordu el ayağı dudağı
Soğuktan kızarmış iki yanağı
Caminin avlusu onun durağı
Yaşlı dede sen ne kadar güzelsin
Öpülecek eli vardır çok tatlı
Parkta oturan o yaşlı neneye
Bakarak sordumda halin nicedir
Oğul kalır isem öbür seneye
Gündüzlerde bana her gün gecedir
Yaşına bakarsan seksen üzeri
Kalem ‘le defteri alsam elime
Yazacak çok çıkar yazamıyorum
Yaramaz insanı almam dilime
O geçen günleri yazamıyorum
Gençliğe bakarsın başka havada
Hazana eriyor baharı ömrüm
Çileli mektuplar yaz bana gönder
Kırıldı kanadım tükendi ömrüm
Çileli mektuplar yaz bana gönder
Bir top düşmüş hal pazara
Kulak verin bu yazara
Canlı koydular mezara
Yazık oldu Bosnalıma
Kolu kopmuş süt bebenin
Batsın bu dünyanın kötülükleri
Yedi bu milleti yedi ha yedi
Yıllarca insanın bu ettikleri
Yedi bu milleti yedi ha yedi
Israr etmedim ki doksanda yüzde
Sevgim dilde değil inan ki özde
Yaşları akıttım kalmadı gözde
Varlığımı verdim yerle bir oldum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!