Aslında yokum ben
bulutlarla çizilen bir imgeyim
yalnızca.
Ne rüzgarın akışına bırakabilirim
kendimi
Konuşmalar çaremidir bilinmez
Bırak parmaklarım dolaşsın
dalgalarında saçlarının.
Gözlerinin yakamozunda sakla
düşlerimi,
Belgizar eylesem dosta gönlümü
Dost muhabbetini keser mi bilmem
Kadeh edip sunsam candan özümü
Sözümü sayıpta içer mi bilmem
Mihman olup gelsem dursam darına
Tek beklediğim sensin
Iraklık yok belleğimde
Ne okyanusların enginliği
Ne dalda çiçekler
Yorgunluğumla yalnızlığım eş
Ne yar kaldı
geçecek,
ne de ser..
Düşüp kalmışım kıyısında
gecenin.
Dilimde vird oldu sözümde hece
çağırırım hemi gündüz hem gece
bülbüller çığrışır gülün dilince
Ondan özge demem dahi yar diye
her seher buluşur canlar semada
Neden saklarsın gözlerindeki
ateşi bilinmez,
halbuki gün sana muhtaç
gece sana aç.
Alacasında durup ömrümü
Seyrederim her gece.
Sıcak dost kelamıdır
“doğan güneşim”
Iraklığa inat.
Yangın yeri dudaklarım;
sahipsiz ve duru,
baharı bekleyen
dal gibi kuru..
Gel,
Son kadeh, son gece, son name..
Ateşler taşırım avuçlarımda,
yangınlar küle döner
narımdan.
kocum benim bugün bayagı bir zamanımı aldın.ne iyi etmişsin.ama eksik şiirlerin var yani yazmadıgın gerci benim aklımdada hepsi halkımız okusun.öpüyorum gözlerinden.