Gökyüzünün mavisini bilir misin
Haram günler bile arkasında saklanır
Gelmiş geçmiş bir gece yarısı hesaplanır
Giden gittiği yerde, kalan sevdalarla suçlanır
Düşüncelerin hepsi ayrı ayrı
Enkaz altında kalan
İnsanlığı arıyoruz
Bir el atında şu yaşanmışlık
İçindeki harabeyi kaldıralım
Şu dünyadaki ezilmiş
İnsanlığımızı alalım
Ezeli edebi vardır bir yerin
Ulaşmak istediğim
Sendeki benim
Varlığın sonu
Yokluğun başı belli
Bırak duyduklarını
Sen hiç gözlerime bakıp dinledin mi beni
İçindeki seni anlamak için
Aradın mı bakışlarımda
Bir kahve yap gel yanı başıma
Fırtınalar sırtımda yüküm benim
Yağmurlar bile vuruyor yüzüme acımasızca
Kapıların kapandığı dünyada
Kader feleğe yenik düşmüş sen de onu anla
Kaybolmuşum yok olmuşum kendi dünyamda
Saçlarında yıldızların parlaklığı
Elleri ile toplamış saçlarını
Tarak değse dökülecek her bir parçası
Gözlerinde yorgunluğun her yılları
Saçları dağınık kalmış hayatında
Hiç baktın mı giden gemilere limanda
Kaptan çektiriyor, çapayı kalkış anında
Daldır kürekçi de yaralım denizleri varalım sevdanın ortasına
Özlemin içindeki acı ile özlemi bilen var mı ki
Biz aşkı uzaklar da yaşayan, ser seriz serseri
Geçmişin hasreti ile yanan gönüllerin sevgisi değil mi?
Fotoğraftaki gülüşlerden
Haberin yoksa
Geçmişe baktığında
Anıların acısını
Vicdansızların yaptığını
Hatırlarsın
Hükmünü ben vermediğim yıllarım
Sevilmeden alınan zamanları varmış
Ömrüm hep hiçlere adanmış
Kalbim kırık
Herkes de vebalim kalmış
Beni ayık iken
Kimse anlamadı
Sarhoşluğum da
Zaten kimsenin
Anlamasına
Gerek kalmadı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!