Pişmanlığı gözlerine sürüp,
sükunet'i içimden def ettim,
yerini çığlıklara devrettim,
sen varsın ki bir feryat susuyor sana...
'' bu dünyada varlığın olduğu sürece,
Gidişine paralel hayatı yoksun yaşıyorum,ne bir fincan mutluluğum nede bir kuru ekmegim var.
Yüreğimde taş kaynatıyorum içten içe besleniyor acılarım dumanı tütmüyor sobamın üşüyor yarınlarım ve en kötüsü ne biliyormusun?
Yoksunlugunun yardım alma gibi şansı yok...
İnsanların hareketlerine beyin hükmediyor fakat;
beynin kontrol altına alamadığı tek gerçek aşk'tır.
Şimdi beynime karşı baş kaldırdı aşk'ım,
mantığını koydum bir kenara sen hükmediyorsun artık bana,
senin mantığının alamayacağı kadar gözlerini
nakış ettim tüm vücuduma,
Umuduna yüklenirsin aşkın gönlünde iken, deniz olmayan şehirlerde yüzdürdüğün gemilerin farkında değilsindir. Her aşk bir serüvendir aklı gönlüne yenik düşenin. Kim bilebilirdi ki bir avuç gözyaşına teslim edecektin ruhunu, bilirsin bıçak yarasını tuzu ilk sevdiğin bastığında, kabuk bağlamayan hayallerin katili olmuştur gönül tacının prensesi, ihanet değildir de nedir bu söyle. Şimdi devrik bir kral gibi tacını onun gönlüne emanet, umutlarını iki göğüsünün boşluğuna defnedersin. Ölümde Allahtan şüphesiz ama kabir yar olunca Azrail umut olur kefenlediğin hayallarin namazsız gömülür...
***
Sessiz bir gecede kaybedersin tüm çığlıklarını çıkmaz bir sokağa sürüklenirken hayallerin ay parçası güzelliği ay’dan bile küstürür seni geceye düşman olsan bile hep gece yarısı bileğine düşer hisli bir neşter kan revan düşlerinde boğulursun bucalarsın çabalarsın ama iyice batarsın dibine aşkın. Kefenlenmiş bile olsa hayallerin tabutuna bir omuz veren ararsın, pişman değilsindir ama keşkelerin esiri olmuşsundur. Denizi olmayan şehirlerde ararsın gemine dümeni bir serüvende yenilgini kabul eder hükmüne biad edersin ayrılığın…
***
Arkana dönüp baktınmı hiç!
hayatımı mahve(gi) ttin acımasızca,
katili oldugun hayallerin,
siciline işlemeyecek sanma,
sen unutur beni diyerek teselli bulurken,
hiç mi düşünmedin seni yüregime müebbet verdigimi,
Her birliktelik ayrılığa çıkmak zorundamıydı...
yanlızın dostu ayrılık mı olmalıydı her zaman,
ğözlerin söz vermesi mutlu bi hayata yetmezmiydi,
kimi sevmeye kalksam bir gidiyorum peydahlardı hayat
ondandır hep başa sarışlarım...
Başını kaldır arş'a sevgili,
vicdan muhasebesi yaptın mı hiç,
sebebi oldugun yanlızlığın birgün hesabı sorulacak,
sevmekle gitmek arasında dağlar gibi fark var,
madem seviyorsun;
elvedayı diline neden sürüyorsun...
Bensizliği seçeli çok değişmiş,
yüzündeki ay ışığı güzelliğin.
soluk bir hayata donuk bakıyor gözlerin,
bilirsin renkli günlere sebep olan tek bendim
şimdi uzaklara dalan gözlerine,
İçimde yanan tek mum vardı onuda söndür git!
karanlığa alışkın oldugumdan yadırgamam pek,
usulüne uygun cevap bende çok,
o yüzden her zaman benden kork!
Biz martılara simit atmadık mı?
Çayımızı yudumlarken,
bir aşkın yolculuğunda.
Bu denli bir mutluluğu
simit yapıp, kursağına nasip ettiğimiz
martinin hatırına,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!