Sanal sarımsı bulutlardan sıyrılı
gözyaşları, sudaki haleler ve sinüzoidal
dalgakıran ruhların sönümlü bakışıklığı
kararan ufukları utandıran yangın
ama 'ama' kelimesini kaybetmiş lisanlar kadar anlamsız
bir savaş var uzakta,
Hayatı daima bir bitki, bir çiçek kıvamında yaşar insanlar.Bazıları Kaktüstür, Çalı yada Devedikeni.Öyleki yaklaşanları çizer, yaralar, hep zarar verirler çevrelerine.Yanlarında ne bir ot ne bir çiçek biter.Bazıları zambaktır, şımartılır ama hep yapa yalnız yaşamak zorunda kalırlar.Bazılarıysa Kırçiçekleridir,
Saf ve güzel ama korumasız.Güzellikleri yüzünden kopartan çok olur onları, farkına bile varamazlar...
Bazen büyür ağaç olur insan.Kendini üstün görür, dik başlılığa kapılır sağlam çınar ağaçları gibi, ama ilk fırtınada kırılır, yok olur gider.Kimi, söğüt ağaçları gibi eğilir en ufak rüzgara bile.Kimi zaman da sarmaşık olur insan, başkalarına dayanmak zorunda hisseder kendini ve hep öyle yaşar, başkalarının sırtından...
Mevsimler geçirir insan, Güller gibi hırçın, Çarkıfelek gibi güleryüzlü, Aslanağzı gibi şakacı, Orkide gibi gururlu, Nergis gibi iddiacı, Menekşe gibi ürkek, Maranta gibi entel, Begonya gibi kompleksli, Fulya gibi kıskanç, Zakkum gibi zehirli, Karanfil gibi hüzünlü ve Lale gibi karamsar olur.
'Sanal yaşadı'
dediler
Antikacı
Antikacılar çarşısında
antik acılar
alıp sattı
Bir bebek gibi şımartsam seni
Ellerimle beslesem
Yıkasam
Giydirsem
Süslesem
Bir bebek gibi uyutsam koynumda
Sanrılar sanık sandalyesinde
düşler mezarlık
yıkılacak dünya, alem
yeniden kurulacak
kalmayacak kan çanağında
Ellerimde ders kitapları yok
okunmuş romanlar, ayıp dergiler
olmayacak düşler
Sayfalarla tanımlardım kendimi
yalnızca bir resm'im oysa
ölenleri anmak için
Gün olur
gül öter
Bülbül solar
güneş doğmaktan cayar
adana kış viyanada bahar
Bazen, dalgasını geçerse ulular bizle
uzaklardan bir gelin kefeni geçer
Tartışır, irdeler, keskinler rüzgar
sabaha karşı açan çarkıfeleğin
üzerimize ittiği
üzerinden güneş geçmemiş
Deliyim.
Delinim.
Şurda, caddenin ortasında,
Buluştugumuz cafe de
Takside, her neresiyse gördügüm seni
Karanlıktır
bana sorarsanız; rengi sevilerin
bazen zor olur uyanmak
hatta farkına da varılmaz
gece vakti kara bir saç teli kadar
gizemli ve hırçın rengi
İsmail Erkan Tolay'ın henüz hak ettiği yerde olmadığını düşünüyorum.Bir gün onu tüm adı duyulmuş ve adına, şiirine övgüler sunulan şairler gibi kucaklayacağımızı düşünüyor ve umut ediyorum.Zevkle okuduğum ve şiirinden etkilendiğim şairimize kendi adıma şiire katkılarından dolayı kutluyorum.
İz ...