Beynin en mahremine bulaşmış, serzenişlerin boşluğunda bir patika yolda kaybolmuş, ölümden öte bir çığlık.
Çiği tanelerinin hüznünde, balçıklı yola bata çıka karanlığı adımlayışlar,
Yürekten gelen, ta derinlerden soluksuz ıslık sesleri,
Geceyi boğan ıslıklı gülümsemeler… Kısa özeti yaşanılanın… Bir türkü…
Bir türkü çığırdaşıyor, derinlerde, bir türkü, mahremi mekân eylemiş, avutuşların gölgesinde ıslık ıslık doğuyor gönlüme. Acı bir uzun hava ıslığımla birleştiğince.
Umut desen umut değil, korku desen korku değil, nedeni belirsiz bir özlem türküsü işte. Sebepsiz, çınlayıp duruyor en köşelerde…
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem