İslam’daki "şirk" ve "müşrik" kavramlarının doğru anlaşılması önemlidir. Şirk, yalnızca puta tapmakla sınırlı olmayan, Allah’a karşı yapılan her türlü eş tutma anlamına gelir. Allah'tan ve O'nun rızasından öncelikli tutulan her şey, şirk olarak kabul edilir. Müşrik ise bu duruma düşen kişiye verilen isimdir. Nebimiz Muhammed döneminde müşrikler, İslam'ın yayılmasını engellemeye çalışmış, Müslümanlara zulmetmişlerdir. Bu zulüm, Müslümanların Medine'ye hicret etmelerine ve burada yeni bir toplum yapısı kurmalarına yol açmıştır. Medine'deki ilk yıllarda, Müslümanlar ve müşrikler arasındaki ilişkiler, hoşgörü ve barış temelinde şekillenmiştir. Medine Anayasası, Müslümanlar ile diğer inançlar arasında eşitlik ve güvenliği sağlamak amacıyla hazırlanmış, böylece hem dini hem de sivil haklar güvence altına alınmıştır. Hudeybiye Anlaşması da, Müslümanlar ile müşrikler arasındaki 10 yıl sürecek barışı sağlamış ve her iki tarafın birbirine zarar vermemesi kararlaştırılmıştır. Ancak bazı müşrik kabileleri, bu anlaşmaya uymayarak Müslümanlara saldırmışlardır. Bu durum, Nebimiz Muhammed'in Mekke'yi fethetmesine ve müşriklere karşı tavır almasına neden olmuştur. Tevbe suresi, Medine’de kurulan İslam Devleti'nin dış ilişkileri ve savaş stratejileri hakkında önemli bilgiler sunar. Bu ayetlerde, müşriklerle yapılan anlaşmaların ihlali ve bunlara karşı alınacak tutum tartışılmaktadır.
Tevbe Suresi 1-2. Ayetler:
"Allah ve elçisinden antlaşma yaptığınız müşriklere ilişki kesme bildirisidir. Yeryüzünde dört ay dolaşın ve bilin ki siz Allah'ı aciz bırakacak değilsiniz ve şüphesiz Allah kâfirleri rezil edecektir."
Bu ayetler, Müslümanlar ile müşrikler arasında var olan antlaşmaların bozulduğunu ve bundan sonra müşriklere karşı bir uyarı yapıldığını belirtir. Burada verilen dört aylık süre, müşriklere kendilerini toparlama ve zarar vermeme şansı tanımak amacıyla verilmiştir. Bu süreç, bir savaş ilanı değil, adaletli bir süre tanıma anlamına gelir. Müşrikler bu süre içinde barışçıl bir tutum sergileyebilirler. Tevbe suresi 2. ayeti, müşriklere verilen dört aylık sürenin, Allah’ın adaletine karşı gelmenin mümkün olmadığını hatırlatan bir uyarıdır. Müslümanlar, bu süre içinde barışçıl bir çözüm arayarak bir mücadele ortamı oluşturmamaya çalışmalıdırlar. Ancak sonrasında, zulme uğramış olan tarafın haklarını koruma sorumluluğu doğacaktır.
Tevbe Suresi 3. Ayet:
"Ve Allah'tan ve elçisinden insanlara en büyük Hac günü duyurudur. Şüphesiz Allah ve elçi ortak koşanlardan uzaktır. Eğer tevbe ederseniz bu sizin için daha iyidir ve eğer dönerseniz bilin ki siz Allah'ı aciz bırakacak değilsiniz. Ve inkâr edenlere acı bir azabı müjdele."
Bu ayet, müşriklere yapılan uyarıları ve onların inkâr ettikleri takdirde karşılaşacakları azabı açıkça bildirir. Bu, savaşın başlatılması için bir neden değil, aksine, inkâr edenlerin davranışlarının sonuçlarıdır. Ayet, onlara yapılan affedici bir uyarıdır ve bu uyarıyı kabul etmeyenler, zalimlikte ısrar edenler için bir tehdit oluşturur.
Karınca yuvasına benziyor,
Hamallar, körler, topallar,
Oturmuş nasibini bekliyor.
Cebeci köprüsü yüksek
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta