İşkencecilerime acıyorum Düz yazı

Mehmet Halil
1192

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

İşkencecilerime acıyorum Düz yazı

İşkencecilerime acıyorum (onlar kendi eserlerinin düşmanı)

Rakamlar Selahattin'ın Demirtaş'ın 18.06. 2017 tarihli Demokrat'tan alınmıştır.

Ülkemizde okuldan daha önemli infaz kurumu… Şu anda ülkemizde 372 infaz kurumu var. 200bini aşkın tutuklu. 2002 de her yüz bin kişiden 85’i tutuklu iken, bu gün her yüz bin kişiden 250 kişi hapiste…
Bu rakamlar, Almanya’da her yüz bin kişide 76
Fransa’da ‘’ 98
İtalya’ da ‘’ 87
Yunanistan’da ‘’ 120
Türkiye’de 250
Bizdeki mahpusların çoğu siyasi, 25 yılını içerde doldurmuş 1500’den fazla politik tutuklu. Düşünceden dolayı… 20 binden fazla politik tutuklu… Sadece son üç yılda 8 binden fazla politik tutuklama yapıldı…

Doğuda yakılan yıkılan şehirleri de düşünürsek, yaşadığımız cehennemi tanımış oluruz...

En ağır cezaları bin kat hak edenler, en fazla cezayı kesiyorlar. Kendi ayıplarını haykıranlara… Suçsuzlara… Kendi ayıplarının, suçlarının büyüklüğünden korktukları için, mevzilerini korumak için, o mevzileri kaybettikleri zaman, en ağır cezalara çarptırılacakları için, KORKUYORLAR. SALDIRGANLIKLARI ondan…
Onlar, duyguları iğdiş edilmiş, metalaştırılmış, idam sehpasından, coptan, boyuna geçirilen ipten farksızlar. Onlar iradelerini başkalarına teslim etmiş duygusuz köleler. Onlar çocuğuma bir dilim ekmek götüreceğim diye başka çocukların analarını, babalarını yok eden, sakat bırakan hatta işkencelerini çocukların karşısında yapıp, çocukları ruhen sakatlayan, insan olmaktan uzak, otomatik makineler. Onlar düğmesine basılınca çalışan robotlardan başka bir şey değil… Onlar kendileri zihinsel özürlü oldukları için, başkalarının sağlığına saygısı olmayan metalardır. Onlara acıyorum. Onları robotlaştıran ve onları acımasızca kullanan sistemle benim sorunum… O sistemi yargılamak ve cezalandırmak istiyorum. Elbette sistemi araçsız bırakmak da hedefimdir, ama, sistem olmazsa o araçlar işlevsiz kalacaktır, ama sistem var oldukça, o araçların bir kısmı hurdaya çıksa bile devreye yenisi girecektir. Bu araçlar kendilerini kontrol etmekten aciz oldukları için diğer insanları kontrol etme duygusu gelişmiştir. Aşağılık komplekslerini öyle dengelemeye çalışırlar.
Onlara acıyorum çünkü; ‘’Başkaları sana nasıl davransın istiyorsan, sen de başkalarına öyle davran’’ sözünün etkisinde kalmış olabilirler. Onun için ki kendi yaptıklarından dolayı kendilerini suçlu hissedip, cezalandırılma arzusu ile saldırganlaşmış olabilirler. Saldırgan oluşları, ‘’başkaları da kendilerine saldırsın ve kendileri rahatlasın, o bana saldırdığına göre ben doğru yapmışım’’ diye düşünerek kendilerine haklılık payı çıkarabilsinler. Onlara saldırmamak, onlara verilecek en büyük ceza olabilir. Vicdanen rahatsız olacaklardır o zaman… Tabi bu tam olarak makineleşmemiş olanlar için. Birazcık da olsa vicdanı olanlar için geçerli…
Sistem onları futbol ayakkabısı olarak kullanmaktadır. Oyuna çıkarken giyilen o sivri çivili ayakkabılar… Topa teper gibi başkalarına tepebilsinler diye… İnsanın elini ayağını kendi istediği gibi kullanamaması ne acı değil mi? Hele bir düşünün, felçli gibisiniz… Ve sizi sürekli arkanızdan iteleyecek biri olacak… Sizi nereye iterlerse oraya gitmek zorunda olacaksınız. Ne acı, ne yazık, kendiniz olamıyorsunuz… Ben bunu yapmam, yapamam diyemiyorsunuz.
Hani çocukları eğlendirmek için sokaklarda sirklerde oynatılan ayı gibi diyeceğim ama hiçbir çocuğu eğlendiremiyorlar ve tam tersi çocukları da kendileri gibi zihinsel özürlü bir hasta olmaya hazırlıyorlar. O çocuklar büyüyünce de kendileri gibi saldırgan olunca, suçlu gözüyle bakıyorlar… Kendi eserlerinin düşmanı oluyorlar…
İnsan olmaktan çıkışın çıkarılışın daha kötü boyutları da var. Eskidiniz mi, yakılmak da var işin içinde… Bilirsiniz, taş kömürü gibi sıcaklık verir kösele… Yandıktan sonra geride, ne iz bırakır ne de koku. Kendiyle değil kendi pisliğiyle dolar onların çukuru…

Mehmet Halil
Kayıt Tarihi : 19.6.2017 11:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Meltem Ege
    Meltem Ege

    yaşadığımız cehennem derken o kadar doğru söylüyorsunuz ki..

    Cevap Yaz
  • Cevat Çeştepe
    Cevat Çeştepe

    Yönetimsel baskılar., yöneticilerin saltanatlarını koruyabilmek adına organize edilir ve bu anlamda da "organize suç" olarak değerlendirilmelidir...
    Kaleminize., emeğinize sağlık sayın Mehmet Halil...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Mehmet Halil