Herkes
kendi hikayesini yazar gönlünce
kimisi yalnızca akşamı yaşar
ne gündüz vardır ne gece
"Karakolda ayna var, ayna var
kız kolunda damga var
gözlerinden bellidir cevriyem
sende kara sevda var
moryede fosforlu
sende kara sevda var "
Herkes
kendi hikâyesini anlatır bağıra çağıra
çakırkeyiftir sesler
dinlemez karşısındakini
öyle bir kara sevdadır
yaşar kendini
tükenmez
masada hikâyeler
Sokak arasında kavga var
az ötede
kaçan kim kovalayan kimler
moryede fosforlum
başkadır isin aslı, başkadır
Herkes
kendi hikâyesinin peşinden koşar
gecenin koynunda
bir aksam daha tükenir
kaldırımlarda ayakkabı sesleri
topuklu
çantada iskarpin
baştan ayağa
bir sevdanın izinde kaybolur gece
İstiklal Caddesinde kalabalıklar
üstüme geliyor koca bir şehir
kural belli
büyük balık küçük balığı yer
karakolda ayna
şişede Beylerbeyi, yüreğimde Çağlayan
ben Beyoğlu'yum
kim tutar beni
kim ulan
gecenin sarhoşluğunda koşturan
moryede fosforlum
başkadır işin aslı
Bütün suç akşamda, akşamda
bir de o kör olası aynalar
sevdalar
işin aslı bambaşka
az sonra kopacak içimde bir fırtına
bakmayın konuşmadığıma
İstanbul'u uyutuyorum koynumda
Sarıyer'den
sabah erkenden getirmiş balıkları
gümüş, istavrit, zargana
sakinlik de getirmiş yanında Hüseyin
doldurdu sakinliği
akşamı içtik
dostlarla
o akşamdayız şimdi
Ben Beyoğlu'yum
unutmadan söyleyeyim
her zaman göründüğüm gibi değilim
bu vakitlerde
sözümde duramam
sığınmayın
sarhoşluğuma
herkes kendi akşamını yaşar
herkesin zulmü
cana
canana
Kayıt Tarihi : 28.4.2023 12:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!