Beş,altı,yedi,
Yüzüme değen her damla da,
ısırgan otları büyütüyorum.
Her damla acı acı,
Karışıyor hayata.
Hayatın karışıklığı,
Sana karıştığı,
Gerçekler...
Yıldızları sayıyoruz,
İçimizden biri yıldızlar bitiriyor geceyi diyor,
Bense sıyrılarak bu karmaşadan,
Gece başlatıyor bu sancılı kabusları diyorum.
Geceler bitiriyor bizi,insanlığı,
İnsanlar,insanlık,
Konuşan dilsizler topluluğu.
Vebalı ruhlar,
Birbirleriyle çelişiyor.
Tüm kahrolmuş bedenler,
Yeni paradokslar ekliyor hayata.
Varlığa ulaşan yollar,
Yokluğum,
Tellerle çevrili çocukluğum,
Ulaşılması güç tüm hayal kırıklıklarım..
Çocukluğuma insin tüm deliler,
Hem çocuklara ve delilere her gün bayram.
Aklım bozuk bir saat,
Günde iki kere doğru,
Ben o iki doğruyu bulabilmek için,
Aklımı,kiralıkların arasına sığıştırdım.
Yine de doğru olamadım.
Doğru ve yalan,
İki tezat,
Bir ben...
Dilim yalanlarıma pelesenk olmuş,
Doğrularım yalanlarımdan daha karanlık...
Romantizm ve çiçekler,
Kapitalizmle özdeşleşmiş,özdeşleştirilmiş,
Tamam çiçekler kapitalist olsun,
Ama kaktüsleri sıyıralım duygulardan,
Kaktüsler ve dikenleri,
Daha bütünsel,daha gerçek...
Beş,altı,yedi,
Yalan,ısırgan otu,bozuk saat,
Çocukluğum,kaktüs,dostum,
Anlamsızlığımın anlamlı ihtimalleri,
ihtimaller,
Varlığım...
Rabia Solakoğlu
Kayıt Tarihi : 26.3.2019 00:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!