nasıl unuturum ısırgan otu okşamalarını
küfül küfül yel estikçe yanar yüreğim gizli gizli de
belli etmem kimselere
oysa ne çabuk kermelenmişti
daladıkça gicişen, giciştikçe kaşıdığım
kaşıdıkça kanayan o senli yaralarım
şimdi nereye baksam sen kokuyorsun
çayırın, çimenin, sümbülün yapraklarında
ısırgan köklerinde sen
kekik kokulu kayalıklarda
çelme takıp düşürdüğün o günüde hiç unutmam
kocaman bir gül kondurmuştun
dizkapağıma biliyor musun?
ne zaman bir taşa takılsa ayaklarım
hep sen gelirsin aklıma
diz kapağım da acısı hiç bitmeyen gülüne bakarım
unutamadığım yarim sen
menekşe kokusu sarmış
kırsalın gün görmez tepelerini
kocaman bir yarık oluşmuş saklandığımız o kayalıkta
gövdesinde ufak tefek karınca yuvaları görüyorum
börtü böcek tırmanırken zirveye
üstüne yuvarlanarak usul uslu düşen
heliklerin altında can çekişen
karıncaların çığlığını duyuyorum
ve sensiz gelen baharı müjdeliyor
hep sen kokulu papatya çiçekler, uğur böcekleri
yem yeşil yoncalar büyümüş
seni bekler yaprakları
el ele koşuştuğu muz
patika yollarında
Kayıt Tarihi : 6.5.2015 15:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!