/seni doğum odasının önünde bekliyorum, yerlerde sahipsiz izmaritler/
boza zamanlarını geçtik gecelerde, çiçek açmış ayvalar…..,
doğum ol gel bana, kararmaya başlamadan penceredeki ışıklar.
kestaneyi kebaba çevirirken, kış ayazına bahar gibi aşık sobalarım,
bir rüzgar esermiş birden,
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
değişirmiş coğrafyalar, sen olurmuş yarınlarım
ve üstünde çiçek açmadan büyürmüş, kar yatağından ölçülü boylarımız.
sonrası zaman ayarına kalsın, yanlış anlaşılmasın el-ele tutuşmalarımız
(…saçındaki kırmızı kurdeleye adımı yazmak arzusudur bu, başka bir şey değil)
şimdi bahar, havada yar kokusu var
şimdi bahar, uzak tepelerden geliyorsun elinde bir avuç kar….
Özenle seçilmiş sevda şarkıları dinlemek gibi....
yüreğinize sağlık...Saygılarımla...
Değerli üstad çok güzel, güzel bir şiir, kısa ve klas
cumhuriyet dönemi şiirlerinden sonra uzun ve klas şiir sel anlatılı masalsılaşan gerçek sevgiler duygular yeni bir tarzın esintileridir bizde bu esintilerden serinliyor ferahlıyoruz.kutluyorum.eyvallah.mustafa nuri inanç-sufist_05
ateşinden düşen ışıkla, sloganlarımı devrim gibi yıkarken duvarlarım
bir demet karanfil yüreğinde,
aydınlanır hayal ziyaretlerinle, kimsiz ve kimsesiz bütün boşluklarım.
BOŞ,ANLAMSIZ BİR SATIRA DAHİ RASTLAMADIM ŞİİRDE:HER SATIRI AYNI DERECEDE GÜÇLÜ OLUNCA ŞİİRDE BÖYLE GÜÇLÜ OLMUŞ.KUTLARIM.SEVGİLER
Işıklı pencereler
/seni doğum odasının önünde bekliyorum, yerlerde sahipsiz izmaritler/
boza zamanlarını geçtik gecelerde, çiçek açmış ayvalar…..,
doğum ol gel bana, kararmaya başlamadan penceredeki ışıklar.
****
Yeniden doğum yüreğin sevgiyi doğurması ..
sancılı bir bekleyiş ve nihayete varış ..
işte sevginiz doğdu der misali seven kapıda bekleyen sevgiliye ..
Ve ölüme ramak kala belki yüreğindekinin doğuşu yansıyan ışığı ile ..
umutları toplamak yeniden yüreğin eteklerinden ..
***
Çok sevdim bu bölümü kutluyorum şair yüreğini .
************
kestaneyi kebaba çevirirken, kış ayazına bahar gibi aşık sobalarım,
bir rüzgar esermiş birden,
savrulurmuş masa üstünden, isim-dağ-deniz-şehir-nehir oyunlarım
değişirmiş coğrafyalar, sen olurmuş yarınlarım
*******
O olacak tabii ..
o gelmişken o hayata merhaba demişken yüreğinde başak neyin analmı kalır ki ..
üstelik umutların umut ışıklarının kararmaya yüz tutuğu bir zamanda
belkide el kol düştü artık yok bitti derken hiç beklenmeyen bir yürek doğumu gerçekleşti ..
zor da olsa oldu işte ve karışında
tüm ihtişamıyla elleri sende daha ne beklenir ki bundan güzel başka ne olabilir ki ..
******
ve üstünde çiçek açmadan büyürmüş, kar yatağından ölçülü boylarımız.
sonrası zaman ayarına kalsın, yanlış anlaşılmasın el-ele tutuşmalarımız
(…saçındaki kırmızı kurdeleye adımı yazmak arzusudur bu, başka bir şey değil)
***
Valla yukarda yazdım ya elleri sende derken bu bölümü okumamıştım ilk yayında okudum..
ama unuttum tek bildiğim yine çok çok güzel demek ve yeniden gelmekti geldim ..
şimdi dize dize iniyorum şağı bölümlere yazarak her zamna yaptığım gibi ..
bak sende yazmışsın çok güzel ya bu oyunu seviyorum senin şiirlerinde de ..
gözümden kaçmadı bu söz de açılımı sendedir ..mutlak vardır bir öyküsü ..Çok masumane gibi geldi bana..
(şu açılımıda dilime yapıltırdılar ya siyasiler geldi aklıma ..eski köye yeni adet töbe töbe..
neyse şiirin matamatiği deriz bizde neden olmasın .. )
*****
şimdi bahar, havada yar kokusu var
şimdi bahar, uzak tepelerden geliyorsun elinde bir avuç kar….
*
/ayak seslerinin sessizliğini duyuyorum, çoktan yıkılmış eski çarşılardan/
her kurşuna bir kırık, kıpkırmızı barınaklar tutuk evi…..,
yerimden kalkmadan içinden söyle, sevdiğim bütün türküleri.
ateşinden düşen ışıkla, sloganlarımı devrim gibi yıkarken duvarlarım
bir demet karanfil yüreğinde,
aydınlanır hayal ziyaretlerinle, kimsiz ve kimsesiz bütün boşluklarım.
konuşan suskunluğumdur ve erken tahnitli sancılarım
diz-dize otururken mum karanlığında, aynalara örtü olur soluklarımız
göz gözü ne kadar korusa bile, bir yürüyüş kolunda patlar nabızlarımız.
(…o köpeğin başını okşarken yanında olmak arzusudur bu, başka bir şey değil)
açılsın kapı, açlığıma alevin dolsun.
açılsın kapı, elinde ocaktan yeni çıkmış köy ekmeği olsun…..
*****
bu bölümde de yine her zaman ki gibi .. göndermelerin var ..
pek içine girmek istemediğim anlamadığım için yani ..
karanlıklara aydınlığı göstermek ister bir hitabet sanatı gibi diyim biraz
sevgiliyle bütünleştirsende içindeki ni anladım sanırım ..
gizli anlatım mı bu :) gizli özne ya da ...
neyse sarmaz beni pek ..
ben yine aşkdan sevdadan yana olanlara gidem :)
kızma emi .. hep dedim ya yazarım ama bilgim yok fazla bu konularda fakir kalıyorum ..
yaşayan bilir ..
******
/sabit kalemle yazılıdır mektuplarım, onun için açar dudağında menekşeler/
gece haykırışlarımın yankısıdır, titreten parmaklıklarımı….,
sesinle tazelenmiş umutlarıma, bir ibadet gibi açtıran avuçlarımı.
tırnaksız parmak basılmasın, ben sevdamı zirvemde bayrak gibi sallarım
ama gelince görüş günlerim,
ziyaretçi kabul etmez dizelerim, namını namus gibi hücremde saklarım
şimdi ağlıyorum anlatılamamış mahkumiyet nedenime
olsa da zulamda, yastık altında, şarap tadında çekilmiş bir fotoğrafımız
ve canlansa geriye dönüşlerle, açılışında perdelerin bütün hatıralarımız.
(…yeni ekilmiş tohumları her gece sulamak arzusudur bu, başka bir şey değil)
'ceza bitti' de, sil son çeteleyi.
'ceza bitti' de, beraber yiyelim üstüne kar sürülmüş köy ekmeğini….
***
dolo dolu özlem yaşanmışlık yaşanmışlıklar içinde yaşanacaklar varken kaybedilmiş günler
ve bugünlere inat inadına sarılan sarmalana sevda sevda yanığı yüreğinde hala feryat
içine işlemiş günler acımasızlıklar .. sancılar ama herşeye rağmen sahip olmak o güzelliğe
herşeye rağmen sarılmak o yürekteki güzelliğe ..kopacağına düğümlemek ..
hiç açılmamacasına ve umutlar ekmek yürekde bekletilenene bekleyene ve gelecek günlere diye düşündüm
belki anlatılmak istenen bu değil ama işte yürek dedi yazdık ..
*******
/hasreti sırtından hançerlemek içindir canımın içi, açık denizlerdeki ıssız adalar/
tütün acısı değil bu sarhoşluk çok güzel, adın ne rüzgar…..,
böyle tek yıldız bırakırsan gökyüzünde, hangi yönü gösterir pusulalar.
***
hah işte sevdiğim bölüme geldik ..
finali çok merak etmekdeyim :)
cevat kaptan deniz göründü.. yok yok kıyı göründü :))
neyse okuyoruz devam ..
''tek yıldız bırakırsan gökyüzünde, hangi yönü gösterir pusulalar.''
işte söz müthiş sordum
sevdanın yolu dedi yürek :)
yada yüreğinin götürdüğü yere git boşver bak yıldızda onu söylüyor dedi bu deli şimdide :)
acaba mı ?
neyse şair yürek bilir dimi ama karışma ustanın işine kızım dedim sustu :)
ne ustası kaptan dedi .:))
sen ondan iyi mi bilecen dedim yine sustu haklıyım çünkü dimi ya :)
******
seni bekliyorum yosun kokusundan, yaralarımı tuza basıyor dalgalarım
dilimde o gemici türküsü
yüreğimde ellerin değmiş el örgüsü, güverte dışı deniz kılcal damarlarım
bak her taraf tertemiz, sana iş bırakmadım
bir sabah çayı olsun mu şimdi ne dersin, düşlerimizi okşarken uykularımız
unutup şeker sevip sevmediğimizi, günaydın der gibi olsun bakışlarımız.
(…yaşadıklarımın onurunu seninle paylaşmak arzusudur bu, başka bir şey değil)
***
vay vay vay müthiş .. Şiirlerinin finallerine bayılıyorum ya . off ki off sözlere bakar mısınız ..
bende böyle şiirler yazabilecekmiyim ya .. off kıskandım işte yok fesat değil kıskançlığım
tam tersi şanslıyım böyle güzelliklerle bu güzel kelimelerle şiirin içinde yaşadım ya
kelimelerle yaşamak gibi gıda gibi dolu dolu bir şiir ..
doymadım ama çok çok güzeldi ..
aslında o kadar sememem rağmen ben böyle şiirler yazamıyorum deniz yosun gemi ne biliyim
hepsini içine alan birde yaşanmışlıklar çok önemli görmeden bulma kelimelerle şiir olmuyor ki
neyse okuyoruz öğreneceğiz sayenizde ..
kutluyorum yüreğini emeğini beklettim şiiri biraz ama bklediğime değdi ..
keyifle okudum ..
haydi gülümse, saçlarını bırak rüzgara sere serpe
haydi gülümse, göz kırparken yeni yıldızlar, başka gezegenlere….
***
hadi gülümsyelim zaten son yorumda bende gülümsettim seni sanırım ..:)
rahat durmaz bu deli işte
bir günde lafa karışmasa hemen yelkenleri indiriyor şımarıyor neyse ondanda nasibini aldı şiir
yoruma pek benzemedi ama yürek özgürce dans etti satır aralarında ve mutluyuz yüreğim ve ben
Cevat Kaptanın mavi turunda ki bu şiir dünyasında ..
Çok çok teşekkür ediyorum .
kutluyorum emeğini yüreğini ..
başarılı çalışmalarının devamını diliyorum ..
bir daha ki şiirinde yeniden buluşabilmek dileği ile istemeden de olsa şimdilik gidiyorum ..
sevgiler şiir gibi şiir yazan duyarlı yüreğe :)
Cevat Çeştepe
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirin hikayesi:
Dışarıda beklerim, üşürken ellerim,
Ve titrerken yüreğini titretemeyen yüreğim.
Işığını yaktığım bütün pencerelerimin dışındayım bu gece
Bir açıklarını bulup pervaz arasından ve zamana ait oyunlardan gizlice
Uçuk hayal kalemlerim elimde, sen gözlerimin önünde
Sessizce giriyor gibi yapacağım içeriye….
Yaşadıklarımın değil yaşayamadıklarımın üstüne bu kurguda,
Hiç bir şey değişmese de…
Işığını yaktım tüm pencerelerin......İşte burada öyle güzel bir bekleyiş var ki....Beklenen yolunu görebilsin, korkmadan şaşırmadan gelebilsin diye..Yürek pencereleri sonuna kadar açık..
Sıcak bir gülüşe benzer sıcak köy ekmeği....Bir avuç kar..paylaşarak, keyifle yenilecek...Dışarda rüzgar var sessizce dans ediyor hasretle..ve elleri üşüyor bütün ışıkları yanan pencerelerin dışında..Ama yüreği sıcak...Çünkü en güzel elbiselerini giydi hayal olsa bile...
Açık denizlerde ışıldayan deniz feneri.....Adın ne senin....
Çok güzeldi..Doyumsuz bir lezzetti....Köy ekmeğinin sıcaklığında ısınan yürek şiiriydi..Kutluyorum sevgili şair....
''seni doğum odasının önünde bekliyorum, yerlerde sahipsiz izmaritler/ ''
Şiir ilk dizesi ile kendine çekiyor okuyucusunu,
''sonrası zaman ayarına kalsın, yanlış anlaşılmasın el-ele tutuşmalarımız
(…saçındaki kırmızı kurdeleye adımı yazmak arzusudur bu, başka bir şey değil)
şimdi bahar, havada yar kokusu var
şimdi bahar, uzak tepelerden geliyorsun elinde bir avuç kar….''
okudukça şiirin içinde kayboluyor kendi hayal dünyası ile başbaşa kalıyor insan,
'' ateşinden düşen ışıkla, sloganlarımı devrim gibi yıkarken duvarlarım ''
dizesi ile gençliğimin en ateşli yıllarına,
''açılsın kapı, elinde ocaktan yeni çıkmış köy ekmeği olsun…..''
dizesi ile çocukluğumun köy evine alıp götürüyor
''böyle tek yıldız bırakırsan gökyüzünde, hangi yönü gösterir pusulalar''
dizesi hani uzakti bir güle erişmek için ayaklarımız altında ezilen papatyalar hikayesi olan gençlik aşkları varya onları hatırlatıyor bana,
''bir sabah çayı olsun mu şimdi ne dersin''
dizesi yeni bir günü, yeni başlangıçları, yeşeren umutları hatırlarırken şiiride mükemmel bir finale taşıyor kanaatindeyim.
Tebrikler, Cevat bey, şiirinizi okumaktan büyük mutluluk duydum. yürekten kutlarım.
açılsın kapı, açlığıma alevin dolsun.
açılsın kapı, elinde ocaktan yeni çıkmış köy ekmeği olsun…..
...Bu ikinci ziyaretim şiir bahçenizi, 'ışıklı pencereler'i dün okuduğumda farklı bir tattı aldığım, bu gün daha da farklı. Çok hoş ifadelerle bezeli şiiriniz, müzikle bütünleşiyor...emeğinize sağlık sn Çeştepe...saygıyla.
Sn. Çeştepe
Mısralar canlı mı? HARİKAYDI gene. Kutlarım ALKIŞLARLA ve tam puanla gönülden.
haydi gülümse, saçlarını bırak rüzgara sere serpe
haydi gülümse, göz kırparken yeni yıldızlar, başka gezegenlere….
Yan yazılmış bir sekiz kadar sevgiler...
Âlimoğlu
BİR SEVDA DENİZİNDE YANIMDA SEVDİĞİMLE GÜLEN BİR TEKNEDE DENİZİN HUZUR VEREN KOKUSUNU ÇEKTİM SANKİ İÇLERİME.TEBRİKLER CEVAT HOCAM.KALEMİNİZ HER DEM ŞEN YÜREĞİNİZ GÜLŞEN OLSUN.SELAM VE SAYGILARIMLA TAM PUAN
Haz alarak okudum yine. Işığınız eksilmesin. Tam puanımla selamlar...
Bu şiir ile ilgili 101 tane yorum bulunmakta