Henüz büyüme çağındaydı belli,
Okulluydu,gri pantolonu üstünde.
Ya çıkarmaya vakti olmamıştı,
Ya da değiştirebileceği yedeği yoktu.
Geceyi kıskandıracak derecede kapkara saçları,
İçinde umudunu yitirmek istemeyen,
Gizli parıltılarla bezeli gözleri vardı.
Yarım asırlık banliyölü trende rastladım ona.
Siyah poşetinin içinden çıkardı,
İki tanesini bir liraya satmak istediği ışıklı çakmaklarını
Renk renkti hepsi; kırmızı,yeşil,sarı…
Kendi hayatında olamayan renkleri taşıyordu çakmakları!
“iki çakmak bir lira,ışıklı çakmaklarım var! ”
Birkaç kişi bakmaya başladı çakmaklara,
Bekledim,onları izledim.
Ve gördüm, çocuğun yüzündeki mahcubiyeti
Başı hep yere eğik, bekliyordu öylece.
Hayatımda gördüğüm en temiz yüzlerden birini taşıyordu çocuk
Anlaşılıyordu bazı yüzlerden yürekler…
Çantamda,yemeye fırsat bulamadığım yarım ekmek aram duruyordu
Yüreğimin rehberliğindeki ayaklarım götürdü beni ona
Usulca eğilip fısıldadım; ”yemek yedin mi? ”
Önce şöyle bir baktı bana,sonra yine eğdi başını
Bu kadar mahcup bir bakış olamazdı Allah’ım!
Nerdeyse pişman edecekti beni sorduğuma.
İçimden bir his aç olduğunu söylüyordu,
Israrla; ”karnın aç mı? ” dedim.
Sadece meyve suyu içtiğini söyledi.
İşte amacıma ulaşıyordum…
Ona söyledim ekmek aramı ona vermek istediğimi
“Daha sonra yerim abla” dedi,kısık bir sesle.
Kimse görsün istemeden,
Işıklı çakmaklarının olduğu siyah poşete bırakıverdim,
Nerdeyse çöpe gidecek olan o paketi.
Ve…
Çocuk bayramı yaklaşırken,
Anladım,
Aslında ne kadar boş olduğunu törenlerin.
Kayıt Tarihi : 21.4.2006 01:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!