Işıklar birazdan karartılacak,
Birazdan içimdeki duygulardan habersiz,
milyonlarca insan dalacak uykuya.
Ya sen, tüm bu koşuşturmaların bittiği bu saatlerde,
yüzün kimlere güler, kimlere hoş geldin der
acımasız elvedalara alışık dudakların.
Ben mi beni boş ver,
Bardağımda tüten çay buğularına karışan biriyim işte,
Siyah beyaz anılar arasında savrularak;
Hep dağınık olan ders kitapları şurada dururdu,
Yemeği şuraya kurardık,
Saatimiz hep sabahın yedisine kurulu olurdu,
Hani çoğu kez gülerdik
sırtımızı sıvası dökülmüş duvarlara yaslayarak.
Pencerenin önündeki yer yatağında uyurdun,
Ve ben usulca okşardım uykunun en tatlı yerinde saçlarını,
Gecenin bir vakti sigaramız biterdi,
Radyonun kırmızı ışığında
bizim bilmediğimiz bir şarkı çalıyor olmalı diyen biriyim işte.
Unutulmaz bir veda sahnesiydi gidişin.
Birazdan gidecektin buralardan,
Seninle beraber tüm hatıralar
sedef kakmalı bir sandıkta tutuklu kalacaktı.
Senin olmadığın bir yerde
seni yaşama mahkûmiyeti düşecekti bana.
Ve tüm hatıralar bir gardiyan gibi dikili duracaktı başımda.
Sessizce ağlayarak geçip gitti mevsimler
parmaklarımızın arasından bir su gibi kayarak.
Çoğu kez kurban ettik değeri bilinmeyen sevdaları,
Ve zaman geri dönüşü olmayan bir yolda
homurdanarak geçip gitti yanımızdan.
Ve ne kaldı bize. Yalnızlıklar…
Bazen her şeyin bittiğine inandığım o kahrolası çöküş anları,
Bazende bir nefes olup içime dolduğu andır yalnızlıklar…
Dedim ya unutulmaz bir veda sahnesiydi gidişin.
Durup dururken uzaklaştık birbirimizden,
Adresi yitirilmiş bir mektup gibi iade oldu bu aşk.
Küçük bir dalganın kıyıya gelip kumsalda ölmesi gibi,
Söylenmemiş sözcükler doluşurken içime.
Birer birer belirip gürültüsüzce kayıp gitti yüzün.
Gece sessizce çökerken bu şehrin turuncu çatılarına
Esneyen sokaklara yine yalnızlıklar doldu.
Arzın dansı gibi dağılan saçların ise şimdi başka rüzgarların yolcusu.
Ey göklere yerini sorduğum sevgili,
Adresini bildiğim sessizliğin tüm sokaklarında yoksun artık,
Bir zamanlar adımı yorganın ucuna yazmışken,
Ve zamanı durdurmak adına
saatlerimizi tam onikide durdurmuşken,
şimdi terk edilişin acısını bir nakış gibi kalbime işleyipte gittin.
Yorma artık usulca kapansın gözlerin,
Bir rüyayı yaşamak yerine
sen yalancı rüyalara bırak kendini,
Işıklar birazdan karartılacak,
Birazdan içimdeki duygulardan habersiz,
milyonlarca insan dalacak uykuya.
Sende onlardan biri ol
tüm yaşadıklarımız ile onlardan farklı olarak.
(Haziran 1999 Hudut Karakolu.Akçakale/Ş.Urfa)
Ahmet ÇapaKayıt Tarihi : 26.4.2004 22:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)