Çarşaf gibi kabarıyor ve gerili-büzüşmüş, deniz
Ve biliyorum.. kabarık, yaprak yaprak kan, damardaki;
(Devşiriyor kendini, harmanlayan, burgaçlardan;
Varılıyor tek bir hortuma, yeryüzünü talan eden.)
Biziz dökülen sonbahar ağaçları gibi.
Yetkin bir orak, öyleyse getiriniz!
Hasat mevsimi için değil –
değil ya da sırf dağıtmak adına kendi karanlıklarımızı
-yeniden başlamak için değil:
Bulunan tek eminlik, iki-arpa boyu’nda.
Senin arkandan yaklaşan hayalet şehir
Bir başkalaşım’da, kasaba cafe’sinde otururken sen:
Yaş yerine yaş var senin gözbebeklerinde;
Mutluluk gibi, uçurtma gibi; acıyı da tattın, hüznü de.
Kanattır senin büyülü peri -olup rüzgar- sürükleyicin
Ama unutma göze alamadığını düşünmeye
(Ki bir düşüncedir, bir an'lık verilir.)
Gotik kıvrımlardadır yine, karanlığı kabul etmeyişin.
İşte bu ışık konisinin içinde her bir şey.
Her olay, mutlak geçmişten.
An’ını etkileyen, olay’ın ve geleceğe ileten kendisini,
( Yürü… tay tay…) Berduşluk, an’lık.
Uzay-zaman, dört boyutlu,
Üç boyutlu’da ifadesini buluyor.
Fakat anti madde’den sağlanan,
Duvarlarını uzayın daha bir bükerek
Işık hızını geçmemizi sağladı bize.
Sonsuz’du; içine ve dışına yumurtlatan,
Kabarcıkları; kuantum havuzunda.
Ve artık bu kum saatini andırır
(Bu kuantum kum havuzunda) ışık konisi dağıldı.
Geçmiş, gelecek ile hür artık -
Kuantum köpüğü, birbirinden bağımsız
Evrenler oluşturmayacak artık
(Enerji debeleniyor inanç ile bu ışık konisinde.)
- Bu koninin içine dahil, öte yer de.
--
uçanbalik can dostumuza bu şiir için ‘düşündüren kısa
konuşmamız’dan ötürü teşekkürlerimi sunarım
Kayıt Tarihi : 28.6.2004 14:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!