Karıcığım hoşçakal, ışığım azalıyor,
Yanımda ölü arkadaşlarım.
Artık kömür kokulu ekmekler getiremeyeceğim sanırım.
Buraya kadarmış çocuklarım, hoşçakalın,
Hakkınızı helal edin; anacığım, babacığım.
Işığım azalıyor, hoşçakalın..
Üstüme değil içime çöken ocağın sessizliğinde
Tek tek seslerinizi duyuyorum, yüzlerinizi görüyorum,
Işığım azalıyor, soluğum azalıyor, biliyorum,
Yavaş yavaş dünyanın kara kalbine gömülüyorum.
Işığım söndü, işte gidiyorum..,
Ah, en çok da şimdi, bir bilseniz
Nasıl da bulutları, ağaçları, gökyüzünü özlüyorum.
Işığım söndü.. Hoşçakalın, arkadaşlarım çoktan gitti,
Artık ben de gidiyorum...
20 Mayıs 2010
Şerif ErginbayKayıt Tarihi : 20.5.2010 21:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi:
(Madencinin Son Mektubu)

Ah, en çok da şimdi, bir bilseniz
Nasıl da bulutları, ağaçları, gökyüzünü özlüyorum.
Işığım söndü.. Hoşçakalın, arkadaşlarım çoktan gitti,
Artık ben de gidiyorum...
Duyarlılığına teşekkürler....Allah hiç kimsenin ışığını söndürmesin..
solmasın bir daha gülüşleri
Artık ben de gidiyorum...
Duygu yüklü, çok güzel; var olun... Bundan sonra ışıklar sönmesin, sönemesin... 10 puan +ant. Sen, şiirimde ışıksın... Karanlıklar boğsa da...
TÜM YORUMLAR (12)