Yaşam,
Kimine uzun,
Kimine kısa.
Kıvrımı bol,
Badireli bir yol.
Her kıvrımında bir sürprizin beklediği,
Yeşil gözlü maral kızım,
Yıldızlar kadar yalnızım.
Gök kubbeye dayanır da,
Dirhem dinmez yürek sızım.
Sen yalnız kulun da yalnız,
Mevlam yazmış seni ne yapsın kullar,
Kalbin aynasında gör ha gör beni.
Haktansa ayrılık ne etsin yollar,
Gurbet gurbet gezdir yor ha yor beni.
Sevgin şehsuvarım hamalı oldum,
Yaşları yirmili,Türk'ün kahraman er'i,
Sılada bekliyor gönül sultanı peri.
Kırmayın,kırmayın,kırmayın gençleri.
Analar ağlıyor,sussun bugünden keri,
Kıymayın gençlere,söndü gözlerin fer'i.
Geldiler,
Demokrasinin sunduğu nimetlerden faydalanarak.
Amaçları,
Biri dört yapmak,Sevr'e can katmak.
Yediler,
Kanun boşluklarını çıkarlarına kullanarak,
Bundan yıllar yıllar önce İç Anadolu'nun Konya vilayetine bağlı, Kadınhanı ilçesinin Köylütolu ve Meydan köylerinde geçer öykümüz. Elektriğin olmadığı,sadece ay varsa geceler aydınlık yoksa karanlığın hüküm sürdüğü yıllar.O yıllarda nüfus az ve insanlar kendi iş ve gücünde zamanını geçirirlerdi.
Tarladan,koyun ve sığırdan arta kalan zamanlarında ise ya köy odalarında toplanıp otururlar ya da evlerinde boş boş oturup vakit öldürürlerdi.
Köylütolu köyünde Zeynep isminde bir kız,kendi köyünün olduğu kadar civar köy gençlerinin de ilgi odağı durumundadır.Dünyalar güzeli Zeynep ile evlenebilmek için tüm civar gençler sıraya girmiş dünürcü üzerine dünürcü göndermektedirler. Şans içlerinden Köylütolu köyünden Rıfat’a güler.
Rıfat köyün yakışıklı ve dürüst bir gencidir.Zeynep’in de gönlü Rıfat’a akmıştır.Geleneklere uygun olarak dünürcülük işlemleri yapılır ve iki genç muradına erer.
Gel gelelim bu mutluluk üzün sürmez.Her aşkın bir kötü adamı illaki vardır.
Zaman içerisinde Rıfat aniden kayıp olur,sanki yer yarılmış yerin yedi kat dibine girmiştir. Günler geçer,aylar geçer Rıfat’tan en küçük bir iz bile yoktur. Rıfat’ın öldüğüne karar veren kız tarafı Zeynep’i geri alır.
Ayaklarımı özğür bıraktım,
gönlümü bırakamadığım kadar.
İstanbulun damarlarına götürdüler,
sana getirememenin ezikliğiyle.
Rastgele kazılmış köstebek çukurları,
Sıralı bentler kurdum akmasın diye,
Sevgiden uzak gözler bakmasın diye,
Damla damla biriktirip göl eyledim,
Bir güzelin sevdası yakmasın diye.
Doldu yürek küpüm gayrı taşmak ister,
Çakal'a Aslan deme,kendini Aslan sanar,
Bakmaz düşkün haline,varır kendi de kanar,
Aslan adın haketmiş,uymaz soysuz Çakal'a.
Gider Kaplan'a sarar,sonra kendini yakar.
Ademoğlu'da hamdır,pişmesi gerek az az,
Yarım akıllının gönül tandırında,
pişen dili görsen közünde.
Hissedersin cehennem alevini baldırında,
içsen ilahi şarabı özünde.
Kaynatsan kazanlar dolusu şerbeti,
İLK KAR
(Akrostiş)
İlk yağan karlar
Sarkıyor bulutlardan
Hava beyaz toprak gelinlik
Akan dere yatakları buz
Kora hasret yaz
Özlem duyulur bahara
Zelişler oynaşır kırda
Leylekler göçün sonu
Üşümez baharın şiirler…
Yusuf Ter 07.11. ...
Değerli Abicim;
Sizi tanımış olduğum için, o duyarlı yüreğiniz ile şair kaleminizi nasılda ustaca birleştirdiğinize tanık olduğum için çok şanslıyım...Size, ailenize, oğlunuza bir ömür sağlık, mutluluk ve başarı dilerim...Kaleminiz daim olsun...
sevgili ishak dostum,
yüreği,kalemi güzel insan..her şey gönlünce olsun dileklerimle..
sevgiler
Neşer selman