Ordu Perşembe Okçulu köyünde, ailesinin ilk çocuğu olarak doğdu. İlk ve Orta Okulu (Büyükağız) Kovanlı’da okudu. Denizcilik Lisesi, Sağlık Koleji ve Öğretmen Okulu sınavlarını kazandı. Kısa süre Perşembe Öğretmen Okulunda okuduktan sonra (1975) , oradan ayrılarak Sağlık Kolejine kaydoldu. Koleji yatılı olarak Çankırı ve Ankara’da 1979’da ve Yüksek öğrenimini 1993’de tamamladı. Kamuda sağlık memuru olarak Ankara, Adana, Ordu’da görev yaptı. Evli ve dört çocuk sahibi.
Şiir ve yazılarını Milli Fikir, İnsan ve Kâinat, Türk Edebiyatı, Berceste ...
ah! artık susmalıyım, kim anlar lisanımı
bu uğultu, izdiham, kalabalık tenhada
saklandım görünerek, bilmesinler sanımı
hep söyledim susarak, anlatırdım daha da…
her kim bana aşina, gördüğü ben değilim
gün doğarken,
martılara bırakıp denizi
ardımda yaşanmışlık izi
alıp geceyi gitsem diyorum.
hüzünlerini insanların,
gûyâ
su sızmazdı aramızdan
gören gördü/adı dünya
haberdarız yaramızdan…
şimdi, konuşan bir sükûta bürünür
Sustun mu kalemim?
Sustun, bütün kelimelerini kalbine gömerek.
Oysa ne çok şeyler vardı yazacağın, yazmak istediğin…
Dilinin tam ucunda,
Bozuk para gibi avucunda,
Kalakaldın!
Görse yâri ah bu gönül, o an bahtiyâr olur.
Şair odur ki genç ölür, sanma ihtiyar olur.
Hüzün bizim, hasret bizim, payımıza gam düşer;
Kervan göçer, herkes gider, kalan İsa Yar olur...
...
Söz biter!
Aynada yalan
Gönülde talan biter.
Gölgeler uzar herkes çekip gider.
Bir ben kalırım geriye; öfkeli, sessiz.
(dibace)
eksiliyorum
hergün bir parçamı bırakıp geriye,
bir olmazsa olmazı...
bu hafıza benim değil
Geceler, ruhumun ışığı nuru;
Karanlık, akşamla kaldı gündüzde!
Her gece bulurum gerçek huzuru...
Kapanır içime yalnızlaşırım,
Tövbe pişmanlıktır buğulu gözde,
Sana hep yazdım dibace,
Sana hep konuştum,
Sana hep sustum…
Sustum dibace “susmalardan medet umarak”.
Bir yaralı kalb gibi kanadı mısralarım.
Muhakemesiz çırpınan malumatfuruş aklımı teskin edip ‘ilmihal’ ikliminde
seni sordum bugün;
yoktun.
biz, bu diyarın insanları
bahar gözlü çocuklarız/
kırda bulduk nisanları...
Şairin denemelerinden alıntıdır (Kaynak isayar.com)
'Şâir Şair ırmak gibidir ve şiir suyun akışı... İnsanın şair vasfı varlığının zahirine tekabül eden iç âleminden doğar; gün ışığına çıkar, özünden ve yaşadığı atmosferden beslenerek gelişir ve yatağını bularak akar. Bu akış şiirinde kendini ...