ve kimseler yoktu yorgun akşamlarda
kuytu yolarda seni aramıştık
esintiler kavaklarda bir uğultuydu
ateş böcekleri saklanmıştı
karanlıklara
ocaklar sessiz sessiz yanıyordu
Bir başka gri ve karanlık şehrin
Islak kaldırımlarında
Eskimiş taş yolların zeybekliğinde tıkır tıkır
Tünel de tren seslerine mahkum
Karanlığın çığlıkları
Ve kalamış da akşama eriyen bütün renklerin senfonisi
bu rüya güzel
senin iklimini sana anlatıyom ya o anlamda
ama ben en azından bu rüya nın bir yerinde uyanmalıyım...
bir bebek gibi...
uyanmalıyım
Sokaklarda doğmuşum ben,
sokak, ocağım benim.
Dermansız ve bitkinim
Yatak, kucağım benim...
Sönmüş yüreklere inat,
Bu arada kar yağıyor
Bi yerlerde bir kıvılcım
Bir ateşböceği gibi
Yerlere dökülen kelimeler
Dost bahçesine kar yağıyor işte
kimin mahallesinde kayboldunuz
adres sormaktan utanıp
kaç yıl yediniz yaşadığınız hayattan
ve döğülmekle kalmadı elleriniz
yüreğinize dokunan parmaklar kimin
bir kan damlası nasıl düşerse bir mermer üstüne
öyle düştüm gözlerine
sıcak ve koyu kırmızı
biliyorum, hüzün,enginlerden seni yakalayan dalgınlık
ve sen bütün heybetinle bu şehrin hayalinde yitip giderken
sadece ayakta kalan ruhun ortasında prangalı bir yürek
Senin gözlerinden
İçimdeki gurbeti bulmaya giderdim
Hiç ilgilenmemiş olmamak için her arandığımda
Bir öksüz çocuk gibi
Saçlarımı okşayıp geçerdi rüzgar...
Bazı suskun
Oturuyoz rüzgarları dinliyoruz
Uzaklardan haberler
Kokular getiriyor burnumuza
Ve uzaklara içten tebessümler..
Götürüyor bizden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!