CAMİLER HAFTASI SEBEBİYLE ÇOK UZUN YILLAR ÖNCE SULTANAHMET CAMİİ'NİN YANINDA KALEME ALDIĞIM BİR ÇALIŞMAM.
Allah'a yükseltilmiş eller gibi minare,
Af dileyen o masum diller gibi minare.
Sultanahmet Camii vecde gelmiş inliyor,
Türkçeyi unuttum, senin yüzünden,
Dut yemiş bülbüle, çevirdin beni.
Nasıl etkilendim, tatlı sözünden,
Lâl olmuş, bir dile çevirdin beni.
Arı'yım... Çiçeksin, gayrıya uçmam,
Yirmi dört Boy’um var, Kayı’dır başı,
Altı asır sürdü, çınarda aşı,
Konuşsun Horasan, Ahlat’ın taşı,
Alparslan’dan beri bu toprak bizim,
Bu hava, bu ağaç, bu yaprak bizim.
" Lütfen Gel " demezsen, gelir miyim hiç,
Gelirsem nâmerdim, yaz bir tarafa.
Rica etmez isen, şunu al diye,
Alırsam namerdim, yaz bir tarafa.
Debbağ deri kokar, gül yağı sürsen,
Gönlümü o kadar isteyen varken,
Gitmiş, vefasıza vermişim yazık.
Hilkat garibesi çıkmış karşıma,
Cennetten bir huri görmüşüm yazık.
Boşunaymış onu her dem andığım,
SEVGİLİ FEYZÂ’YA……………
Baba, oğul; Mayıs doğumlu idi,
Yine aynı ay’ı KIZA istedim.
Yirmi dört Mayıs’ta cihana geldi,
Allah’dan mevsimi YAZA istedim.
Sevgi Yolu'nda Hüzün...
Dün, seni görmüşler Sevgi Yolu'nda,
Öyle durgun, öyle mahzun bakışın varmış,
Gözlerin, bir bank'a dalmış,
Ve, ayırmamışsın gözlerini.
Hem Türk, hem aydınmış, bre kefere,
Düşmanla bir olup, vurduğun yeter.
İstanbul neresi, Erivan nere,
Kopacak bu teller, gerdiğin yeter.
Senin liderlerin şimal yönünde,
Pınardaki Suya Hasret
Şükür gördüm, gül yüzünü cânanım,
Sensiz geçmez, inan benim bir ân'ım,
Hasretinden üzülüyor, sol yanım,
Bu hasreti ancak, bir vuslat paklar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!